Tatilde Çocuklarla İstanbul Arkeoloji Müzeleri

Arkeoloji nedir? Kazı ve benzeri yöntemlerle ortaya çıkarılan tarihi yapıtları kültürel, sanatsal ve tarihsel boyutlar yönünden inceleyen bir bilim dalıdır.

Türkiye hepimizin bildiği gibi bulunduğu önemli coğrafi konumu sebebiyle çağlar boyu çeşitli medeniyetlerin etkisi altına girmiş. Bu sebeple burada yaşayan bizlere çook değerli miraslar kalmış. Bu mirasların ortaya çıkarılması Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerine denk geliyor.

Ancak topraklarımıza adım atan yabancı arkeologlar, o dönemlerde gelişmiş müzecilik anlayışıyla çoğu önemli eserleri yağmalayıp kendi ülkelerine götürmeyi başarmış. Neyse ki, Osman Hamdi Bey (ki biz onu “Kaplumbağa Terbiyecisi” adlı ünlü resminden de biliriz) bu duruma dönemin yönetiminin verdiği izinler doğrultusunda el koyuyor. Sonucunda bütün Osmanlı İmparatorluğu sınırları dahilinde ortaya çıkarılan tarihsel yapıtlar, Merlin adlı arkeolog sayesinde İstanbul Arkeoloji Müzesinin kayıtlarına alınabilmiş.

Dünyada bilinen ilk kadın şair Sappho'nun büstü İstanbul Arkeoloji Müzesinde yer alır. Topkapı Sarayından Arkeoloji Müzesine inilen sokak- Taşöz Mezar Steli İÖ 470-460

Çocukluk dönemlerim… Arkadaşlarla kilden tabak çanak yapıp sonra toprak altına gömerdik. Sonra sırayla harita yapıp kazı çalışması yapacak arkadaşlara verirdik. Onlarda bu yapıtları bulmaya çalışır sonra da temizlerlerdi. Bir nevi Jake ve Var Olmayan Ülkenin Korsanları gibi ekip halinde çalışırdık.

Kidzania‘yı gezerken Ege’nin arkeoloji bölümünde merakla çalışması hoşuma gitti. Bu nedenle dünyada ilk onda yer alan ve Türkiye açısından da en önemli buluntuların sergilendiği İstanbul’daki arkeoloji müzesine tatilde onu götürmeye karar vermiştim.

Arkeoloji müzesi nedir?

Arkeolojik yöntemlerle sualtından veya toprak altından çıkarılan tarihi yapıtların sergilendiği müze türüdür.

İstanbul Arkeoloji Müzesi yerleşim planından bölümleri bulabilirsiniz.

İstanbul Arkeoloji Müzeleri nedir?

Evet “müzesi” değil “müzeleri” ;)) Hep Arkeoloji Müzesi deriz yaa.

Bende açıkçası yeni öğrendim, ziyaretimizle beraber. Gülhane Parkının hemen bitiminde olan bu müzeler üç ayrı bölümden oluşmuş. Bunlar; Arkeoloji Müzesi, Eski Şark Eserleri Müzesi ve Çinili Köşk Müzeleridir. İşte bu nedenle İstanbul Arkeoloji Müzeleri denilmektedir.

İstanbul Arkeoloji Müzesi, çeşitli kültürlere ait milyonu aşkın yapıtlarla müze olarak tasarlanıp inşa edilen ve 13 Haziran 1891 yılında da Osman Hamdi Bey tarafından bir Osmanlı müzesi olarak kurulmuş Türkiye müzeler tarihinin en eski binasıdır.

Arkeoloji Müzesi: Anadolu Medeniyetleri ve bu medeniyetlerin etkilendiği diğer medeniyetlerin tarihsel yapıtlarının sergilendiği ana binadır.

Binanın girişinden itibaren salonlarda Arkaik Dönemden Roma İmparatorluğuna Antik Çağ Heykellerini görmeye başlıyorsunuz. Sırasıyla katları çıkıp ek binalara girdiğinizde ise İstanbul çevresinde yapılan kazılardan çıkan eserler sergileniyor.

Çocukluğu Bakırköy’de geçen biri olarak, hemen Bakırköy’le ilgili bölüme doğru ilerledim, bakalım neler çıkarmışlarrr… SSK Doğum hastanesini bilenler hatta o çevrede yaşayan arkadaşlarım komşularım, temelden çıkarılmış olan herşey şu anda müzede… Bakalım hastaneyi ne zaman müzelik olarak göreceğizz hey heyyy!

İstanbul Arkeoloji Müzesi Sergi Salonlarında

Birde çocuk müzesi varmışşş. Biz göremedik 😉 ama internet sitesinde var olduğu belirtiliyor. Müze, şu sıralar depreme karşı güçlendirme restorasyonunda olan müzede bulamadığımız başka bölümler ve eserlerde oldu. Mesela hazine bölümü, gayri İslami ve İslami sikke bölümleri vs…

Eski Şark Eserleri Müzesi: İslamiyet Öncesi Arabistan eserleri, Mısır eserleri, Mezopotamya ve Anadolu eserleri, Urartu eserleri ile Çivi Yazılı belgelerin bulunuyor. Bu binadaki anlatım daha bölgesel bir sınıflama ile yapılmış. Kesinlikle girilmesi gereken bölümlerden 🙂 neden mi? Tarihteki en eski abarış anlaşması olan Kadeş Anlaşması, Hammurabi’nin taşa yazılmış kanunları ile en eski aşk şiirini burada görebilirsiniz ;))

Çinili Köşk Müzesi: Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk olarak tarihi eserleri sergileme merakı, Fatih Sultan Mehmet ile başlamış. İşte onun emriyle de Çinili Köşk binası yaptırılıp, değerli seramik parçaları burada sergilenmeye başlamış. Yaptırılan binanın odaları içindeki duvarlar bile Anadolu’nun çeşitli yörelerindeki sanatçıların hazırladığı taşlarla döşenmiş. Tabi renkler alabildiğince mavi ve mavinin her tonu.

 

Çinili Köşk’te yer alan bazı eserler

 

Köşkün mavi çinileri, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Bahçesinde tüm ziyaretçilerin dikkatini çekecek kadar canlı.

İstanbul’da sonunda yazı hissettiğimiz şu günlerde, restorasyon sebebiyle bana göre havalandırma sorunu olan Arkeoloji Müzesi’nden Çinili Köşk’ün mavi serinliğine doğru çocuklarla kendimizi attık. İçerisi zamanında kullanılan malzeme ve çinilerle bezenmiş olduğundan diğer binalara göre serindi.

Köşkte, 11.- 20. yüzyıllar arasında yapılmış Selçuklu dönemine ait eserleri, Milet işi, İznik, Çanakkale ve Kütahya yapımı çini eserlerinin en güzel örneklerini bulabilirsiniz.

Köşkün bir diğer güzelliği ise Gülhane Parkı’na bakan odaları olması.

Bir annenin gözüyle İstanbul Arkeoloji Müzeleri:

Restorasyon sebebiyle çok notum yok. Neden?

  • Çoğu bölüm kapalı zaten bahsetmiştim. (Hazine bölümü, çocuk müzesi, İslami eserler..vs..) Bu nedenle gitmeden önce mutlaka telefon ile arayın. Tavsiyem restorasyon bittikten sonra çocukları müzelere götürmeniz. Ama yok biz elde ne varsa görmek istiyoruz diyorsanız…
  • Pusetle gezemezsiniz, asansör yok. Mutlaka puseti girişe bırakıp bebeği kucağa almalısınız.
  • Tuvaletlerde bebekler için üniteler yok.
  • Vestiyer görmedim.
  • Havalandırma kötü olması sebebiyle çocuklar yaz sıcağında çabuk yoruluyor.
    Müzenin önünde yer alan ücretsiz servis- isteyenler için müzeyi anlatan audio guide hizmeti verilir- müzenin etrafında yer alan hediyelikler- müze sokağı
  • Bir güzel yanı, çocuklar için yanınızda istediğiniz yiyecek veya içeceği götürebilirsiniz. Kimsecikler nerede yediğinize karışmıyor. (sevinelim mi üzülelim mi bilemedim )
  • Bu müzeleri gezdikten sonra/ önce “Gülhane Parkı“nı çocuklarla dolaşın. Tabi eski hayvanat bahçesi yok. (İstanbul’da hayvanat bahçesini gezmek isterseniz Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesini ziyaret edebilirsiniz.)
  • Gülhane Parkı, düzenlenmiş çocuklar paten bisiklet sürüyor, aileler pikniktee. Hele yazın bu sıcak günleri için doğal klimalı ortam… Piknik sepetinizi de alın, müze gezisi onlar için daha da heyecanlı olacaktır.
  • Girişte müzedeki eserleri anlatan audio kulaklıkları temin edebilirsiniz. Ama çoğu yapıtların yanında açıklamalar yer alıyor.
  • Müze kafe, çocuklarla beraber soluk almak için keyifli bir ortam.
İstanbul Arkeoloji Müzesi Bahçesindeki huzurlu tarihi kafe
  • Ya da yoruldularsa bahçedeki banklara oturup dinlenebilirsiniz.
  • Müze kart veya İşbankası maximum kartınız varsa giriş sadece kart sahibine ücretsiz.
  • Son notum ise müzelere bir de dördüncüsünü eklemek istiyorum. Açıkhava müzesi ;)) Bahçe o kadar şahane ki… Etrafa yerleştirilmiş tarihi kalıntıları görünce çocuklarla sanki Antik bir Roma şehrinde yürüyormuşuz gibi hissettik.

Ziyaret bilgileri

Müze her gün ziyarete açık.

Ziyaret saatleri: 09.00- 19.00 arası

Ücret: 15 TL’dir (Online’da bilet satın alabilirsiniz.)

Adres: İstanbul Arkeoloji Müzeleri Alemdar Cad.

Osman Hamdi Bey Yokuşu Sk, 34122

Gülhane / Fatih, İSTANBUL

Telefon: +90 212 520 77 40 – 41

Ulaşım: Toplu taşımayı öneriyorum. Çünkü Tarihi Yarımada’da park yeri kısıtlı.

  • Kabataş- Bağcılar tramvay hattının Gülhane durağında inerek ulaşabilirsiniz.
  • Kadıköy-Eminönü ve Üsküdar-Eminönü vapurlarını kullanarak Avrupa’ya geçip, tramvay hattını kullanabilirsiniz.
  • Eminönü’ne gelen otobüs hatlarını binip, yine tramvay ile Gülhane’ye ulaşaıp, buradan müzeye yürüyebilirsiniz. (Hat no’ları: 28, 28T, 30D, 325YK1, 399B, 399C, 399D, 46Ç, 92G, 26, 26A, 26B, 70KE, 70FE, 336E, 47, 47E, 33Y, 92C, 97A, 31E, 82, 92, 94, 146B, 33, 33B, 78, 32, 35, 80, 90, 91O, 36KE, 37E, 38E, EM1, EM2, 44B, 99, 54E, 66, 74, 74A, 36CE, 47Ç, 77Ç, 93, 81, 99A)
İstanbul Arkeoloji Müzesi giriş kapısı

Eveet, tüm müzeleri çocuklarla gezdikten sonra tarihi eserlerle donatılmış Müze Kafe‘ye oturup dinlendik.

Çoğu öğrenci müze içerisinde kara kalem çalışmalar yapıyor.

Turistler fotolar çekip, yüzyıllık eserleri vestiyer olarak kullanıyor 🙂  zaten bool bol her yerde …..

 

nike ve kanatları- Gülhane’ye inen sokak- kafedeki Kleoptara’nın siyah kedisi 😉 – Medusa’nın başı

 

Bu bölge, Sultanahmet ve çevresi, bir başka güzeel.

Sürekli değişen çehresine rağmen hep aynı eski İstanbul’u anımsatan silueti burada bulmak çocuklarla güzeel.

Yolda yürürken Bizanstan kalan sur duvarlarının yanında bir türbede dua okuyan teyzeyi görmek güzeel.

Selim Usta’nın köftesini bulmak için Sultanahmet Cami’ni arkada bırakırken, Roma İmparatorluğunun sıfır noktası olarak koyduğu dikili taşın altında foto çeken turistleri görmek güzeel.

İstanbul Arkeoloji Müzelerinde çocuklarla kaybolmayan tarihimizi bulmak başka bir heyecan.

ve tabii bu yüzden İstanbul hep bir başka güzeel.

Gülhane Parkında yer alan çay bahçesinden İstanbul Boğazı manzarası

 

Yazın bu sıcak dönemlerinde İstanbul’u bekleyenlerr, size süper bir tavsiyem var. Çocuklarınızı alın Gülhane Parkına götürün. Her mevsim rüzgar burada serinletir. Boşuna Fatih Sultan Mehmet sarayı bu tepeye kurmamışş. Bilmiş işini… Bir de şööyle keyifle Gülhane Parkı içindeki çay bahçesinde çayınızı tostunuzu yiyin püfür püfür Boğaz havasında, bırakın çocuklarda rahat rahat seyretsin İstanbul’u…

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.