Neşeli ol, hayatı yaşa!

Antakya’da Gezilecek Yerler I En Çarpıcı 15 Yer

Antakya’da gezilecek yerler arasında en çarpıcı 15 yeri  Çocukla Gezin ekibi olarak gezdik, gördük. Hatay‘da gezdikleriniz sizin olsun, ne yediniz/ içtiniz esas diye soranlar var aranızda biliyorum. Onlar içinde harika yerler keşfettik 😋😋😋 ilerleyen satırlarda bulabilirsiniz.

Doğa örtüsü, tarihi, müzeleri, şehir yaşamı ve tabiki yöresel mutfağının zenginliğiyle bambaşka bir şehir olan Hatay’a bağlı Samandağı, Antakya, Defne(Harbiye) ve Arsuz bölgeleri ailecek nasıl gezilir, kaç gün ayırmalı, popüler yerler nereler ve bebekli seyahat olur mu gibi konuları merak ettiğinizi biliyorum. Harika bir 4 günlük programla karşınızdayım. Merkezden yürüyüş mesafesinde olanlar ve Antakya dışında olanları beraber gezerseniz zamanı daha planlı kullanmış olacağınızı düşünüyorum.

Haydi Hatay’ı hemen okumaya başlayın…😍👇📸

Habibi Neccar Cami, Türkiye sınırları içerisinde ilk inşa edilen cami olarak kabul ediliyor. Hz. İsa’ya inanan ve bu uğurda can veren bir havarisinin adıyla anılan bu kutsal mekan huzur veriyor.

Hatay- Antakya Merkeze Yakın olan Yürüyerek Görülecek 9 Popüler Yer;

  1. Kurşunlu Han
  2. Uzun Çarşı
  3. Habibi Neccar Camii 👍
  4. Antakya eski sokak ve evleri
  5. Asi Nehri👍
    Hatay Arkeoloji Müzesi binası ve çevresi
  6. Hatay Arkeoloji Müzesi👍 ; Paleolitik, Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağı, Hitit, Hellenistik, Roma, Doğu Roma, Selçuklu ve Osmanlı döneminden pek çok önemli eser yer almakta olup ayrıca sergilenen mozaiklerin toplam alanı 3250 m2 yi bulması nedeniyle, dünyanın en büyük mozaiklerinin sergilendiği müze unvanı verilmiş çağdaş bir müzedir. Detaylı işlenmiş ve benzersiz renkli taşlarla çalışılmış mozaik koleksiyonunun büyüleyiciliği, büyüklüğü, sayısı ve kalitesi sayesinde dünyanın en önemli mozaik müzelerinden biri. En eski dönemlerden itibaren aralıksız olarak tüm dönemleri kapsayan ayrıca Antakya darphanesinde darp edilen geniş ve dünya çapında bir sikke koleksiyonuna da sahip olan müze, haftanın tüm günleri açıktır ve MÜZEKART ile ücretsiz girebilirsiniz.
    Museum otelde yapılan kazı çalışmalarında ortaya çıkarılmış hamam.
  7. Museum Hotel👍 ; Antakya‘lı Asfuroğlu ailesi otel inşa etmek için yapılan temel kazılarında pekçok tarihi eseri bulunca, bu değerli alanı açık bir müze olarak koruma altına almıştır.  Antik zamana ait hiç bozulmamış ve renkleri solmamış mozaikler, hamamlar ve bulunan heykeller,  bölgede MS 2. yüzyıl ve sonrasındaki yaşam şeklini, inanç ve kültürlerini tüm zenginliğiyle gözlerimizin önüne serdi. Çok etkilendiğim bir müze olan Museum Hotel‘i de Müzekart ile ücretsiz girebilirsiniz. Ya da isterseniz otelde konaklayıp, mozaikleri odanızdan seyredebilirsiniz.
  8. Saint Pierre Kilisesi👍 ;“Dünyanın ilk mağara kilisesi” olarak kabul edilen St. Pierre Kilisesi, Antakya-Reyhanlı yolu üzerinde, Habib Neccar Dağı eteklerinde yer alıyor. Hz. İsa’nın 12 havarisinden biri olan St.Pierre, M.S. 29-40 tarihleri arasında Antakya’ya gelerek Hristiyanlığı bu kilisede yaymaya çalışmıştır. Dini toplantıların yapıldığı kilisede “Hristiyan” adının cemaate ilk kez burada verilmiş olması, St. Pierre Kilisesi’nin Hristiyanlığın ilk kiliselerinden biri olarak değerli kılmaktadır.
  9. Hatay Etnografya Müzesi

Önemli! Yukarda belirtilen yerler açısından;

  • İlk 5 nokta, Antakya bölgesinde birbirlerine yakın mesafede görülecek yerler.
  • 6 ile 9 arasıysa, yine Antakya çevresinde fakat biraz ulaşımı özel araç ya da merkezden dolmuşlarla ulaşacağınız popüler yerlerdir.
Defne’de yer alan Harbiye Şelalelerine hayran oldum. Büyüleyici bir güzellik. Vadiden merdivenle aşağı indikçe farklı noktalarda başka şelalelerle karşılaşıyorsunuz. Üzücü olan birşey varsa, bu doğa güzelliklerinin etrafına yada tam ortasına konan masa ya da sandalyeler.

Antakya merkezden uzak Defne (Harbiye) ve Samandağ civarında Gezilecek 6 Popüler Yer;

  1. Harbiye Şelaleleri👍 ; Doğa harikası bir yer olan Harbiye Şelalesi, kesinlikle Antakya’da gezilecek yerler arasında bir numara benim için. Şelalenin debisinden birbirinizi duyamadığınız ama suyun soğukluğuyla nefes aldığınız ve özellikle fotoğraf meraklıları içinde popüler olan bir lokasyon. Uzun pozlama meraklıları buraya gelin 😉📸
  2. Titus Tüneli ve Beşikler Mağarası👍 ; İnsanoğlu’nun zor şartlarda yarattığı mucizevi tünel, Titus…Hayranlık duyduğum bir yer 🙌. Yapılma sebebi; Dağdan inen yağmur suları yüzünden Samandağı’nda sahilde yer alan antik limanın çakıl ve kumlarla dolmasını engellemek. Titus Tüneli MS.69 yılında inşaası başlamış ve Titus döneminde MS. 81 yılında tamamlanmıştır. Roma lejyon ve köleleri tarafından dağın çivi ve çekiç ile oyularak oluşturulduğu mimari bir eser olan Titus Tüneli’ni görmeden dönmeyin. Samandağ merkezden minibüslerle ulaşabilirsiniz. Müzekart kullananlar ücretsiz ziyaret edebilir. Tüneli görmek için yürüyeceğiniz patika yolda köylülerin sattığı meyve suları, haşlanmış mısırlar, çeşitli sabunlar, kaktüs meyvelerini görünce çocuklu aileler için parkuru bitirmek yavaş sürebilir. Titus Tüneli ıslak olduğu için yerlerin kaygan olduğunu belirtmek isterim, o yüzden terlik yerine spor ayakkabı tercih etmenizi öneririm. Beşikler Mağarası‘da buradaki ikinci mimari mucize. İsmini beşik gibi açılmış mezarlıktan alan mağara, yine oyularak yapılmış bir alan. (Aynı Kapadokya‘daki benzer oyma mağaralar gibi, insan eliyle oyulmuş bir mezarlık) Enteresan olanıysa tavanlarında ve sütunlarında göreceğiniz eşsiz oymalar. Mesela istiridye kabuklarından süslemeleri görebilirsiniz. Tünelle beraber gezebileceğiniz Beşikler Mağarası Hatay Samandağı‘nda görmeniz gereken en önemli yer bana göre… (Bana Barselona‘daki Sagrada Familya Bazilikasını anımsattı. Acaba Gaudi önceki yaşamında bu topraklarda mı yaşadı? Çünkü deniz canlıları ile kutsal yerleri süsleme fikrini şu ana kadar gezdiğim yerlerde bu iki eserde rastladım.)
    Titus tüneli, insanlığın varolmak uğruna nasıl bir özveriyle yaşam mücadelesi verdiğinin kanıtıdır.
  3. Saint Simon Manastırı👍 Samandağ’a bağlı; Aknehir Mahallesi’nde yer alan ve M.S. 5. yüzyılda inşa edilen St. Simon Manastırı da görülmesi gereken önemli ören yerlerinden biri. Müthiş bir dağ ve Samandağı sahili manzarasını gören manastır, Geç Antik Çağ’da “Sitilitler Tarikatı” nın kurucusu St. Simon öncülüğünde dini ayinlerin yapıldığı ve St. Simon’un inzivaya çekildiği kilise olarak bilinmektedir. Burada enteresan olan St. Simon’un pagan döneminden kalan ve manastırın ortasında yer alan dikkat çekici büyüklükteki bir kayanın üzerinde her gün saatlerce ibadet etmesidir. Bazı ritüellerin din değişsede taşınıp uygulanması sanırım düşünülmesi gereken bir durum?
  4. Vakıflar Köyü👍 ; Türkiye sınırları içerisinde kalan tek/ son Ermeni köyü olması ve uyguladığı organik tarım teknikleriyle kendine has kültürel özelliklerin hala yaşadığı Vakıflı/ Vakıflar köyü Hatay’ın Samandağ ilçesinde yer almaktadır. Örneğin, Kutsal Doğum, Kutsal Diriliş ve Meryem Ana’nın göğe yükseliş yortusu, Vakıflı köyünde bulunan Surp Kilisesi’nde anılmaktadır. (Organik tarım uygulayan köylülerin ürünlerini mutlaka denemenizi öneririm)
  5. Hıdırlık Köyü👍 ; Hatay Samandağ ilçesinde güzel evleri, yeşil havası ve köyün içinden geçen akarsuyuyla şipşirin bir köy burası. Derlerki; Hz. Hızır ile Hz.Musa Samandağı sahilinde buluşup Musa Dağı’na doğru çıkmaya başlarlar. Fakat Hz. Musa susamış ve elindeki bastonu toprağa saplamış. Akarsudan su içmeye gidip döndüğünde bastonunun filizlenmeye başladığını görüyor. İşte o baston büyür gelişir ve şimdi 21 metre çevresi olan ve dallarının eriştiği çapla beraber 1000 metrekarelik alanı kaplayan devasa bir ağaç olur. Musa Ağacı olarak bilinen bu Çınar, koruma altında olup Hıdırlık köyünün en önemli özelliğidir. Bu nedenle burada akan çeşmeden, gelen turistler şifa niyetine su içerler. İsterseniz bu ağacın çevresinde bulunan çay bahçelerinde kahvaltı yapabilir, ya da sadece çay kahve içip bizlere bahşedilen bu huzurlu ortamı yaşayabilirsiniz. Yine Hıdırlık köyü halkının yetiştirdiği organik tarımla yetişen ve hazırlanan pek çok ürünü köyün ortasında yer alan pazarda bulabilirsiniz. Tuzlu yoğurt, kömbe, zeytinyağı, salça, nane, çeşitli sabunlar ve başka birçok çeşit ürünü sipariş yazdırabilirsiniz. Kargoyla ev/ iş adresinize kadar gönderiyorlar. (Not: Tuzlu yoğurt, çorbalara çok yakışıyor)
    Hıdırlık köyünde bulacağınız köy pazarındayız. Böylesi çeşitlilik bulunca sipariş vermeden dönmedik 🙂

     

  6. Batıayaz Köprüsü
  7. Samandağı Merkez

Yöresel Mutfağıyla Öne Çıkan Hatay Antakya’da Yemek Yenilecek Yerler

Kahvaltı için;

  • Hammuş’un yeri👍

Antakya merkezin dışında kalan Döverler köyünde yer alan Hammuş’un Yeri, bence tüm lezzet noktalarından daha güzel ve hesaplıydı. (Mümkün olsa akşam yemeğine bile oraya gitmek isterim) İlgi alaka ve sunum zaten müthiş. Çınar ağaçlarının altında ve su kaynağının hemen yanıbaşına kurulmuş bu sofrada kahvaltı ettik. Her türlü yöresel peynir çeşitleri, patates kızartması, eritme peynir, yöresel börek ve ekmek çeşitleri, humus, toz zahter, taze zahterli salata, yumurta ve olmazsa olmaz demlikte çay ve reçel çeşitleriyle sofranız serpiliyor. Açıkçası serpme kahvaltı meraklısı değilim, çünkü masaya konulan ürünlerin çoğunu yiyemiyorsunuz ve maalesef geriye kalan nimetlerin çöpe gitmesine hep üzülmüşümdür. Ama Hammuş’un Yerinde hepsi nasıl olduysa silip süpürüldü. Kesinlikle bütçe dostu bir yer, umarım hep böyle salaş ve samimi kalır 🙏💕

Sabah 4’ten beri yollardayız ve yorgunuz. Koca çınarın altında salaş bir masa ve üstüne serpilmiş kahvaltı bizleri bekliyor. Çınarın yanından akan suyun sesinden mi, yoksa yöresel lezzetlerin tadından mı, belkide ikisinden, tüm yorgunluğumuz uçtu gitti.
Bekle bizi Antakya, altını üstünü getirmeye geliyoruz!

 

  • Sultan Sofrası Kahvaltı Yeri

Antakya içinde kahvaltı edeceklere önerim olan Sultan Sofrası, eski bir konak içinde hizmet veriyor. Sürk çökeleğinden, eritme peynirinden tutunda, çocuklar için taze sıkılmış portakal suyuna kadar geniş bir kahvaltı sunumları var. Yine bütçe dostu diyebilirim. (Lütfen rezervasyon yapınız, bazen yoğunluk oluyormuş)

Öğle veya Akşam Yemekleri için;

  • Sultan Sofrası👍

Esnaf lokantası benzeri bir yer. Antakya yöresel lezzetlerini en leziz şekliyle burada yiyebilirsiniz. Fiyatlar Melekler Konağı ve Luwi Antakya gibi restoranlara göre daha makul. Yöresel lezzet menüsünü sormanızı öneririm. Çünkü bu menüde oruklu çorba, kısır, kaymaz böreği, biberli ekmek, humus, aşur, salata çeşitleri, şam oruk (içli köfte), çiğ köfte, kıtır kabak tatlısı, ceviz tatlısı, künefe ve dahası önünüze serpme şeklinde getiriliyor. Böylece tüm yöresel lezzetlerden ayrı ayrı tadım yapabilirsiniz. Ah şu şam oruğunun yanında ev yapımı Buzzz gibi Reyhan Şerbeti sunumu yapsalar ne keyifli olurdu, kola, icetea yerine…

  • Muti Baba kebap Salonu; Antakya’da kasapların yemeği hazırladıkları yerlerden. Meraklılarına önerilir. Biz gitmedik, ama tavsiye edilen bir salondu.
  • Petek Pastanesi👍

Asi Nehri kenarında yer alan Petek Pastanesi, tarihi binası, bahçesi ve lezzetleriyle Antakya‘da Paris havası yaşamanızı sağlıyor. İçeriye girdiğinizde Paris’teki bir pastaneye adım atmışsınız gibi hissediyorsunuz. Yinede yöresel lezzetlerden künefenin en güzel halini burada bulabilirsiniz. Antakya yöresel lezzetlerini tadarken, ve tabiii kilo alma derdini bir kenara atmışken, uğramış olduğumuz her restoranda veya kafede künefe yedik. Ama burada yapılan gibi özenlisi ve tadı yerinde olanı üzgünüm ki göremedik. O yüzden künefeyi tadacaksanız mutlaka Petek Pastanesinde yemelisiniz.

Asi nehri kenarında yer alan Petek Pastanesinde akşamüstü çocuklarla pastalarından tadarak Hatay’ı dinleyin.
  • Melekler Konağı👍

Antakya merkezde eski bir konağın avlusunda hizmet veriyorlar. Öğle ve akşam için mutlaka telefon ile arayıp rezervasyon yapmanızı öneririm. Sultan Sofrasından sonra yöresel lezzetleri deneyimleyeceğiniz nefis bir adres.

  • Luwi Antakya👍

Yöresel lezzetleri, sunumları ve canlı müziğin eşliğinde harika bir akşam geçirebileceğiniz unutulmaz bir yer. Rezervasyon yapmanızı öneririm.

  • Büyük Klüp👍
  • Barudi Bar
  • Bade Şarapevi

“👍” ile işaret bıraktığım lokasyonlar, Hatay ilimizi kültürel, tarihsel ve gastronomi olarak en güzel anlatan noktalardır.

Çok özel ve kutsal bir yerdeyiz, Habibi Neccar Camii’ndeyiz.

Kurşunlu Han, Uzun Çarşı ve Habibi Neccar Camii, Antakya‘nın tarihi açıdan da önemi bulunan Kurtuluş Caddesi üzerinde yer alan noktalardır. Tarihte ilk cadde aydınlatması burada yapılmış biliyor muydunuz? Han ve çarşıyı gezerken Antakya’nın tarihi sokaklarını da gezin. Buradaki yerel dokuyu hissedin, eski taş evleri, Tarihi Cam Müzesi ile Hatay Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Müzesi karşınıza çıkarsa ziyaret edin. Bunların dışında geziniz esnasında bir yorgunluk kahvesi içmek isterseniz yine Kurtuluş caddesi üzerinde yer alan Affan Kahvesi de, sokak kültürünü güzel yansıtan yerlerden.

Hatay Antakya’da gezilecek yerleri size detaylarıyla ne kadar anlatsam, yeterli olmayacak. Çünkü o kadar çok kültür birbiriyle evlenmiş ya da buluşmuş ki, bir parçası olmadan diğerleri anlamsız kalıyor. Bence şehirlerimiz arasında Hatay yaşayarak öğrenilecek bir kent.

  • Eminim her türlü kaynaktan bulacağınız pek çok detay var. Ama Antakya‘nın kuruluş tarihini merak edenler varsa aranızda, sizin için şöyle bir özet hazırladım yine de;

Anadolu‘yu Suriye ve Filistin’e bağlayan yol üzerinde  ve Mezopotomya’yı Doğu Akdeniz’e bağlayan noktalardan biri olması sebebiyle Hatay’ın eski bir yol güzergahı olduğu anlaşılmaktadır. Hitit ve Mısır İmparatorluk sınırlarında olan kentin tarihi aslında Kaolitik zamana ( MÖ 5000-4000) uzanıyor.

Antakya, Roma İmparatoru Büyük İskender’in ölümünden sonra komutanlarından Seleucus Nicator tarafından MÖ 300’de kurulmuştur. Antik kaynaklara göre Antakya üç yüz bin nüfusuyla Roma İmparatorluğu’nun 3., dünyanın ise 4. büyük kentiymiş. Babası Antiochus’un isminden ‘Antiocheia‘ adıyla kurduğu şehir, Silpius Dağı (bugünkü Habib Neccar Dağı) eteğinde ve Asi Nehri (Orontes) kenarında yer almış.

Seleucus Nicator, Doğu Akdeniz’deki ticari gemi trafiğini Samandağı‘nda oluşturduğu limanla buraya yönlendirmiştir. Böylece bu bölge, tüm zamanların en zengin ve verimli dönemini yaşamaya başlamış. Zaten hem Hatay Arkeoloji Müzesinde yer alan hemde Museum Hotel‘de keşfedilen mozaikleri, ev ısıtma sistemlerini, sokak aydınlatmalarını düşününce Mısır imparatorluğu dönemlerinden beri burada ne kadar medeni ve zengin bir kent yaşamı sürdürüldüğünü anlıyorsunuz.

Arsuz bölgesi, Hatay‘ın denize girilebilecek plajlarının olduğu bir ilçedir. Herkesin önerdiği bu güzel yöreye biz gitmedik. Çünkü yeterli zamanımız kalmamıştı. Seyahatinizi 4 günden daha uzun bir süre için planlayabilirseniz gitmenizi tavsiye ederim.

St.Simon Manastırının terasında muhteşem bir günbatımı manzarası bizi bekliyordu. Ufukta Samandağı ve Akdeniz… Düşünsenize böyle bir manzara eşliğinde ibadet etmek veya inziva çekilmek nasıl birşey olurdu. Öz farkındalığımız nasıl gelişirdi😉

Hatay kültürlerin ve medeniyetlerin birbirine karıştığı mozaik bir şehir🌻

Camileri, kiliseleri, tarihi konakları, yöresel lezzetleri, insanlarının dini çeşitliliği ve yüzyıllardır beraber yaşayışları, mimarisi, inanışları, tarihsel derinliğiyle binlerce farklı renkten minik minik taşlarla ortaya çıkmış bir harmoni diyebilirim. Birbirinden kopmayacak bu zenginliği ziyaret etmek ve anlamaya çalışmak, Anadoluyu keşfetmek gibi bir anlam taşıyor.

Böylesi bir kültürel zenginliğe yakışmayan yapılaşmaları görmeden de edemiyor insan. Az çok Antakya merkezdeki tarihi konak ve sokaklar renove edilerek daha medeni ve gezilesi yerler oluşmaya başlamış. Yine de tarihine göre göz ardı edilmiş, ihtimam gösterilmemiş bir şehir Hatay. Belki de sahip olduğu potansiyeliyle dünyanın sayılı şehirlerinden olabilecekken, kaçak yapılara bırakılması ve planlamanın  olmaması bizlerin ayıbıdır.

Umarım yetkililer burada oluşan gastronomi ve kültür turizminin yaratacağı ekonomiyi bir an önce fark edip Hatay’ı dünyada gezilecek şehirler listesine girmesini sağlarlar, çünkü hak ediyor.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere…sevgiyle kalın.

Hatay Arkeoloji Müzesinde, duvar boyunca mozaikten bir pano. Öylesine uzun ki, kadraja sığmıyor📸 Düşünsenize bir zamanlar Antakya Kurtuluş caddesi üzerinde yer alan tüm evlerin yer ve duvarlarının mozaiklerle bezeli olduğunu.İnanılması güç geliyor değil mi🙈 Bir de başka bir inanılması güç bir konu var, şöyleki; Nasıl oluyorda milattan öncelerdeki mozaik panolarda yer alan insan veya hayvan figürleri uzaktan bakılınca üç boyutlu görünür…😉🙌

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.