Büyük Saray Mozaikleri Müzesi

Bizans’ın İhtişamlı Sarayı’nı süsleyen yaşam, doğa ve mitolojik tasvirli mozaiklerinin sergilendiği Büyük Saray Mozaikleri Müzesini ziyaret ettiniz mi? Cevabınız hayırsa, hemen ajandanızda bu güzelim müze için yer açın. Neden mi? Merak edenler yazımı okumaya hemen başlayın öyleyse 😉💕

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi; Sultan Ahmet Camii Külliyesinde Arasta Pazarı’nın içinde yer alan Bizans dönemine ait Büyük Saray’ın revaklı avlusunun sağlam kalan mozaik taban döşemesinin ortaya çıkarılması ile oluşmuştur. 1935 yılında başlayan kazılar sayesinde muhteşem mozaiklerin bulunması sanatsal açıdan çok zengin eserlerin 1953 yıllarından itibaren İstanbul Arkeoloji Müzeleri‘nde sergilenmesini sağlamıştır.

MS. 450- 550 yıllarına ait olduğu belirtilen mozaik eserlerde dini tasvir hiç betimlenmemiş. Bunun yerine o dönemlerde hayatın nasıl olduğuna dair görsel bilgiler sunan konular yer edilmiş. Dolayısıyla günlük yaşamdan ve doğadan ilham alarak yapılan mozaikler o dönemlerin ünlü Bizans Büyük Sarayı‘nın revaklı avlusunu süslemiş. Düşünsenize gözünüzün alabildiğinden de büyük bir avlu ve yürüyerek geçtiğiniz zeminde mozaikten yapılmış çeşitli resimler. Beni o döneme ışınlayınnn, lütfen 🙏

Büyük Saray Mozaikleri Müzesinde yer alan bu mozaikte, kolunda kargası olan bir çocuk ve arkadaşının deveye bindiğini görüyoruz. Bir zamanlar günlük yaşam nasılda şimdikinden farklıymış. Bizim yeni nesil çocuklarda kollarında saatler, ellerinde cep telefonlarıyla geziyorlar 😁😂

Müzede Bizans’ın o muhteşem dönemine ait gündelik hayatla ilgili gözlemleyebilecekleriniz; kolunda kargasıyla beraber deveyle gezen çocuklar, kertenkele yiyen grifon, fil ve aslan mücadelesi, bir kısrağın tayını emzirmesi, kaz güden çocuklar, keçi sağan adam, eşeğine yem veren çocuk, testi taşıyan genç kız, elma yiyen ayılar, o döneme ait meyveler ve avcı kaplan mücadelesi gibi yazmakla bitmeyecek kadar çok sahneler yer almaktadır.

Büyük Saray Mozaikleri Müzesinde sergilenen mozaikler, eşsiz bir ustalıkla işlenmiş. Mozaik taşları ortalama 5 milimetre ebatlarında kireç taşı, pişmiş toprak ve renkli taşlardan oluşuyormuş. Tasvirler mermer parçaları arasına yerleştirilmiş ve etrafları da konturlarla sınırlandırılmış. 150 den fazla renk kullanılarak oluşturulmuş günlük hayat betimlemelerini, müzenin mimarisi sayesinde hem üst açıdan hemde aşağıda yakından bakabiliyorsunuz. Böylece üç boyutlu hallerini rahatlıkla görebilme imkanınız oluyor.

Büyük Saray Mozaikleri Müzesine girdiğinizde sarayın tabanında yer alan mozaiklerin sergilendiği alana geliyorsunuz. Burada tüm mozaikleri yukardan seyredip, görebilirsiniz. Alanı bitirdiğinizde aşağıya doğru sizi yönlendiren merdivenlerden inip daha yakından inceleme fırsatınız oluyor.

Merak edip ziyaret etmek isteyenler;

Büyük Saray Mozaikleri Müzesine nasıl gidilir diye soruyorlardır eminim. Öncelikle müzeye Sultanahmet Cami külliyesinde yer alan Arasta Çarşısından giriyorsunuz. Yalnız girişi için çarşının tavanına asılmış bir tabelayı görürseniz bulabiliyorsunuz, yoksa esnafa sorarsanızda gösterebilirler.

Google maps linki bırakıyorum şuracığa;

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi haritasına tıklayıp, tramvay durağından 10 dakika civarında bir yürüyüşle müzeye varabilirsiniz.

Kabataş-Bağcılar Tramvay hattının Sultanahmet durağında inerek Sultanahmet Cami Arasta Çarşısına ulaşabilirsiniz.

Anadolu yakasından gelecekseniz Kadıköy-Eminönü ve Üsküdar-Eminönü vapurlarını kullanarak tramvay hattında Sultanahmet durağında inip yine Sultanahmet Cami Arasta Çarşısında yer alan müzeye ulaşabilirsiniz.

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi giriş ücreti nedir acaba diyorsanız;

Yetişkinler giriş ücreti; 60 TL

Çocuklar, öğrenciler ve 65 yaş üstü olanlar müzeye ücretsiz girebilir.

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi’ne Müzekart ile ücretsiz ziyaret edebilirsiniz.

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi haftanın her günü ziyarete açık.

Okuldan sonra yada haftasonunda çocuklarla Büyük Saray Mozaikleri Müzesine gitmek isterseniz gişe kapanış saati 19.30 olduğu bilgisini vermek isterim, planları ona göre yapmanızı öneriyorum.

Bizans’ta gündelik yaşamın nasıl olduğuna dair bize güzel örnek veren bu parçada çelik çomak değilde tekerleği çeviren çocukları görmek ve bazı oyunların hala değişmediğini bilmek, insanı geçmişe bağlıyor.

Çocuklarla Büyük Saray Mozaikleri Müzesini gezerken, onlara eserlerin çok öncelere ait resimler olduğunu anlatmak farkındalıklarını arttıracaktır.

Mesela o dönemlerde çocukların deveye bindiğini, karganın evcilleştirilebilen bir hayvan olduğunu, o zamanların antik sokaklarında çelik çomak oynayan çocukları göstererek hala günümüzde oynandığını anlatmanız, hayallerinde bağ kurmalarını sağlayacaktır 😍😉

Genel olarak müzeleri ziyaret ederken onların ilgilerini çekecek eserleri bulup anlatmak, o eseri rahat bir zaman içinde koşturmadan incelemek, selfi çekilmek Çocukla Gezin ekibinin hoşuna gidiyor. Çocuklarla gezilerinizde, bulunduğunuz ortamda çocuğunuzun ilgi alanını yakalayıp sevecekleri boyutlarda keşifler yaparsanız, kültürel ziyaretlerin ne kadar önemli olduğunu kavrayacaklar ve böylece değerleri yaşamanın önemini bilerek size ayak uydurabileceklerdir.

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi ziyaretimiz bizim en fazla bir saatimizi aldı. Sonrasında Arasta Çarşısını Ece’yle altını üstüne getirdik. Harika ipekler, yumuşacık yastıklar, eski güğümler ve tepsiler gördük.  Tabi fiyatlar biraz turistlere göreydi…

Sultanahmet Camii’ne ait olan dükkanların olduğu yere Arasta Çarşısı deniyor. Büyük Saray Mozaikleri Müzesine hem girişte hemde çıkışta bu alana geliyorsunuz. Mağazalara göz atmanızı öneririm, kaçırmayın…

Sultanahmet ve çevresi pek çok tarihi eser ve müzelerin bulunduğu bir semt. Şehrin geçmiştede günümüzde de kalbi…Buraya yerleşen her halkın, her medeniyetin, her devletin hükümdarının çok önem verdiği ve bunun için pek çok eserler bıraktığı bir meydan burası. O yüzden Sultanahmet meydanına gelince çocuklarla ziyaret edebileceğiniz o kadar çok mekan var ki… Eğer Büyük Saray Mozaikleri Müzesini gördükten sonra hala vaktiniz varsa aşağıda sıraladığım yerleride bir gezmenizi öneririm;

Yerebatan Sarnıcı (renove edildi), Şerefiye Sarnıcı, Türk ve İslam Eserleri Müzesi, Topkapı Sarayı,  İstanbul Arkeoloji Müzesi gibi birçok tarihi eseri çocuklarla nasıl gezebileceğinizden bahsettiğim İstanbul’da Antik Hipodrom Meydanı hakkında yazılarıma da bir göz atın derim. Böylece meydanda yer alan eserleri görüp, zamanınızı iyi değerlendirilebilirsiniz. Nede olsa her gün çocuklarla her yere gidilemiyor değil mi?

Tabi yola çocuklarla çıkınca Sultanahmet Meydanı civarında pratik ne yiyebiliriz diye sorduğunuzu duyuyorum. Aslında seçenekleriniz bol. Mesela etrafta seyyar satıcılardan alabileceğiniz mısır ve simit hatta kestane gayet lezzetli ve doyurucu seçenekler. Parktaki banklara oturup hem yiyip hemde meydanın kalbini dinleyip keyfini çıkarabilirsiniz.

Alman Çeşmesi, Sultanahmet Meydanının başında sizi karşılar. Farklı estetiği olmasına rağmen Sultanahmet Meydanına kişilik katan eserlerden birisi.
Musluklarından hala su içilebilen çeşmenin demonte halde Almanya’dan getirilerek, burada birleştirildiğini biliyor muydunuz?

Alman Çeşmesi‘nin orada belediyeye ait bir restoran/ çay bahçesi tarzı bir işletmede var. Buranın yiyecekleri de hem lezzetli, hem de bütçe dostu.

Sultanahmet Meydanı çevresinde yer alan minik büfelerden tost ayran yapılabilir.

Diğer bir seçenekse Sultanahmet Köftecisinde çorba, köfte ve piyaz menüsünü tavsiye ediyorum, ki bu bizim favorimiz. Şimdilerde fazla kuyruk var kapısında. Eğer beklemeyelim derseniz Gülhane Parkına doğru yürüyüp, yine bu güzelim bahçenin içinde yer alan belediyenin işletmesinde ya da onun ilerisinde yer alan küçük ve salaş çay bahçesinde günün keyfini çıkarabilirsiniz.

Çocuklarla harika bir müze gezisi ve ardından Sultanahmet meydanının keyfini çıkarmak harika bir plan değil mi?

Evet diyorsanız, ne duruyorsunuz öyleyse atlayın metroya ve zaman tünelinden geçip, çelik çomak oynayan çocukların tasvir edildiği Büyük Saray Mozaikleri Müzesine doğru yola çıkın…

Gezinize ait paylaşımlarınızı bekliyoruzzz…

Sevgiyle kalın…🌻🌻🌻

Döneme ait vahşi yaşamla ilgili pek çok örneklerden biri olan bu mozaikte “ayı yakaladığı avını yerken” tasvir edilmiş. Bu gibi sahneleri daha sonraki yüzyıllarda sanat eserlerinde göremiyoruz. Sanırım bunun en belirgin sebebi, insanın doğayla olan iletişiminin kopmaya başlaması bence.

Büyük Saray Mozaikleri Müzesi” yazısında 2 düşünce

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.