Afrodisias Antik Kenti, Aydın ilimizin Geyre mahallesinde keşfedilmiş tarihi bir ören yeridir. Tesadüflerin vesilesiyle dünyaya açılan ve 1960 Türkiye‘sinde bulundukları toprakların tarihi mirasından bi haber köyün içinde yaşamaya devam eden bu antik kent, Arkeolog Kenan Tevfik Erim‘in çalışmaları sayesinde gün yüzüne çıkarılmıştır.

İçindekiler
Afrodisias Antik Kenti Nasıl Keşfedildi
Aşk ve güzelliğe adanmış bir tapınağın olduğu kentin keşfedilmesi ve sonrasında köylülerin yaptığı fedakarlıklarlarla oluşan hikaye çok ilgimi çekti.
Aydın‘ın Geyre mahallesindeki Bozdoğan barajı çekimi için seyahat eden foto muhabiri Ara Güler, dönüş yolunda ekibiyle kaybolur. Karanlıkta bir köy keşfederler ve gece burada kalmaya karar verirler. Yatmadan önce köyün kahvesine nerede kalabileceklerini sormak için girdiklerinde Roma sütun başlığının masa olarak kullanıldığını ve kahvenin damınıysa yine bir Roma sütunun tuttuğunu fark eden Güler, köyü ilginç bulur.
Sabah erken kalkıp, yola çıkmadan elinde kamerasıyla köyü gezer. Gördükleri karşısında çok şaşıran Güler, buranın bir antik kent yerleşimi olduğunu ve köylülerin bunun içinde yaşadıklarını anlar. Tabi hemen bu durumu fotoğraflar ve Architectural Review dergisine çekimleri yollar. ( Yalnız Türk gazeteleri bu haberle ilgilenmez, o yüzden yurtdışındaki haber kanallarını dener.) Horizon dergisi de Afrodisias Antik Kenti hakkında haber yapınca, Amerika‘daki arkeoloji kürsüsünün dikkatini bu köye çekmeyi başarır.

Hikayenin gelişiminde, Amerika‘ da Princeton Üniversitesi adına İtalya‘da arkeoloji kazıları sürdüren arkeolog Prof. Dr. Kenan Tevfik Erim, Afrodisias Antik Kenti’ nde 1961 yılında kazı çalışmaları başlatır. Buradaki köy, zaten civarda yaşanan sel sebebiyle başka yere taşınmış olması işini kolaylaştırır. 1990 yılında vefat edinceye kadar da Afrodisias Kentinde çoğu anıtı keşfetmiştir. Burada yapılan kazı çalışmaları dikkatle ve kurallara ciddi bir şekilde bağlı kalınarak yapılmış, çoğu heykelde koruma altına almayı başarmış. Tüm bulunan eserlerin ören yerinin içinde bir müzede incelenip, sergilemeye uygun hale getirilmesi gibi süreçler, yine Kenan Erim‘in katkılarıyla olması gereken şekilde oluşturulmuş.
Afrodisias Antik Kentini gezmeden önce TRT2‘nin hazırladığı belgeseli seyretmenizi öneririm. Çünkü antik kentte dolaşırken detayları anlatan bir açıklama ya da aplikasyon bulamıyorsunuz. Bu nedenle eserlerin gün ışığına nasıl çıkarıldığı ve onların tarihsel hikayelerini gitmeden önce seyretmeniz, ziyaretinizde faydalı olacaktır. Linki hemen buraya bırakıyorum. Birkaç bölümden oluşuyor, yine aynı sayfadan bulabilirsiniz.

Afrodisias Antik Kentinde Gezilecek 7 Önemli Eser
Tetrapylon
Arabanızı park edip, Müzekartla ören yerine giriş yapınca, karşınıza Tetrapylon olarak adlandırılan iki adet 4 sütunlu haşmetli kapılar sizi karşılıyor. Burası aslında Afrodite Tapınağına doğru yürüyeceğiniz yolun başlangıcı. Yalnız buradaki görsellik o kadar inceki, daha en başından ilk eserde uzun vakit harcadık diyebilirim. Mermere verilen o detaylı işçilikleri seyretmeye doyamadık.
Afrodite Tapınağı
Yürüyüş yolunuzun üzerinde olan Afrodite Tapınağı, yüzyıllardır orada duruyor. Arkeologların bu tapınağın mimarisiyle ilgili pekçok teorisi var. MS. 500’lerde kiliseye çevrilen tapınak hakkında, TRT2 kanalının Anadolu Arkeolojisi adlı belgeselinde yapısal değişimine değiniliyor, seyretmenizi öneriyorum.

Agora
Antik Kentlerin olmazsa olmazı, Agoralar.
Çocuklarla gezmiş olduğum tüm antik kentleri düşünüyorumda, hepsinin mutlaka bir mimari düzeni yer alıyor. İşte Afrodisias‘ta, yüzyıllar sonra birçok ülkenin örnek aldığı ızgara modeli şehir planlamacılığına tarihte ilk örneklenen yerlerden. Tüm sokakların bir şekilde agoraya çıktığı, düzenli ve kaybolmayacağınız bir plan, ki zamanında burada otuz bini aşkın insan yaşamış olmalı.
Agoralar, ticaretin yapıldığı, dini ve politik her türlü faaliyetin gerçekleştiği, günün önemli olaylarının açıklandığı ağaçlı sütunlu yol ve açık alandan oluşan ve bir bakıma şehrin kalbinin attığı bir meydan işlevi görmüş sanki.

Sebastion Tapınağı
Sebastion Tapınağı, ızgara kent planının dışında olan başka bir eski yapıdır. Roma tarihinde krallara adanmış tapınak geleneği yer alıyormuş. Yani halk, Roma imparatorlarını da tanrısallaştırıp, onların gücüne saygı göstermek amacıyla Sebastion‘da törenler yaparlarmış. Tapınak, Roma’nın ikinci imparatoru olan Tiberius döneminde (MS. 14 yılında) yapılmaya başlanmış ve Nero döneminde (MS. 60 yılı) bitirilmiş.
Tapınağın ikinci ve üçüncü katlarının dış cephesinde gördüğünüz heykel kabartmalarının konusu, Roma imparatorlarıyla antik Yunan mitolojisinde yer alan kahramanlar arasında bağ kurularak, onların güçlerini pekiştirmek olarak anlamlandırabiliriz.
Afrodisias Antik Kentine yakın olan mermer ocakları sayesinde burada yer alan heykeltıraş okulu, antik dönemde çok önemli bir üne sahip olmasını sağlamış. Mavi renkli ve damarlı mermerlerle yapılan çeşmeler, heykeller, sütunlar pek çok kentte rağbet görmüş. İtalya‘da bile buradan sipariş edilmiş antik eserler yer alır. En güzel örneklerinden biri olan Antoninler Çeşmesi gibi Afrodisias eserleri, Isparta ilimizde yer alan Sagalassos Antik Kenti‘ni süslemiştir. Dolayısıyla Sebastian Tapınağı‘nın dış cephesinde yüzlerce heykel kullanılmıştır. Bunların çoğu ören yeri girişindeki Afrodisias Müzesinde büyükçe bir salonda sergilenmektedir.

Antik Tiyatro
Anadolu’nun en eski üç katlı sahne binası olan Afrodisias Tiyatrosu, 8000 kişilik bir kapasiteye sahip. Sahne binasının duvarlarında, Afrodisias‘ın tarihiyle ilgili önemli gerçekleri anlatan yazıtları görebilirsiniz.

Stadyum
Afrodisias’ın en iyi korunmuş yapılarından biri olan Stadyum, 30.000 kişilik kapasitesiyle, dünyanın en görkemli ve en önemli antik yapılarından. Genellikle atletizm ağırlıklı oyunların düzenlendiği bu muhteşem oval yapıyı görmeden dönmeyin.

Afrodisias Müzesi
Aşk ve güzellik tanrıçasına adanmış bir kent hayal edin!
Şehrin sokakları arasında, tapınak törenlerinde, agorasında alışveriş yaparken ve tiyatrosunda sahnelenen bir oyunu seyrederken, sanatın en zarif işlerinin yapıldığını gösteren binlerce eserin arasında yürüdüğünüzü hayal edin!
Tanrıçaya kendilerini sevdirmek ve ondan iyi dualar alabilmek için özenle yapılan heykeller, portreler, tasvirler, betimlemeleriyle o döneme ait birçok İon kentini etkisi altına almış bir akımın yaşandığı ve yükseldiği bir şehir hayatı düşleyin.
Türkiye sınırları içerisinde olan Efes Antik Kenti de bir İyon şehriydi. Merak edenler için Efes’e ailecek ziyaretinizde faydalı olacağını düşündüğüm linki buraya bırakıyorum.

Öyle ki ünü taaaa İtalya‘ya ulaşmış, Roma imparatorlarının bile dünyada yaşamak için seçeceği tek yer olmuş Afrodisias Antik Kenti. Tabi bunun sonucunda paha biçilmez eserler, az hasarla günümüze ulaşabilmiş. Arkeolog Kenan Tevfik beyin çabalarıyla, tüm bu eşsiz parçalar ören yerinin içindeki müzede sergileniyor. Muhteşem değil mi?
Tabi, Afrodisias Müzesinde sadece heykeller sergilenmiyor, çünkü Afrodisias‘ın Tunç çağına kadar uzanan bir tarihe de sahip. O döneme ait bulguları da müzede inceleyebilirsiniz.

Afrodisias Antik Kentini Ailecek Ziyaret Edecekler için Önemli Notlar
♦ Öncelikli olarak Afrodisias Antik Kentinde gezilecek yukarıda işaret ettiğim alanların dışında da görülecek noktalar var.
Mesela hamam, meclis ve oval şeklinde devasa yüzme havuzunun olduğu Gymnasium benzeri yerler ören yerinde ziyaretçilerini bekliyor. Dolayısıyla buraya yapacağınız gezinizi sabah erken saatlerine planlayabilirseniz, keyifle doya doya her yeri görebilme şansınız olur. Biz bir günümüzü ayırdık örneğin.
♦ Ulaşım için özel vasıtanızla gitmenizi öneriyorum. Otopark ücretli ama yer bulursunuz. Yol üzerinde benzin istasyonu nadir görülüyor. Bu nedenle ihtiyatlı davranmakta yarar görüyorum. Mutlaka aracınızın eksiklerini tamamlayarak yola devam edin olur mu?
♦ Müzekart hem ören yerinde hem de müzede geçerli, yuppiiiii!
♦ Yazın ziyaret edeceklere önerim; Şapka, güneş koruyucu ve rahat yürüyüş ayakkabısı yanınızda olsun.
♦ Üzgün olduğum bir detay; Çoğu tarihi nokta, pusetli gezilere uygun değil, umarım buna bir çözüm bulunur. Hatta bazı yerlerde, yolu bulamadığımız için taşların üstünden atlaya hoplaya gezebildik. O yüzden ebeveynlere tavsiyem kangurulu bir taşımada iş bölümü yapmaları.
♦ Müze Kafe olduğu için şanslı hissettik kendimizi. Çünkü öğle saatlerinde Akyaka‘dan buraya gelince, sıcağın verdiği buhranla gölgede buz gibi limonata içmek çok iyi gelmişti. Tabi Müzekartla ödeme yaparsanız, fiyatlar makul seviyeye geliyor.
♦ Müzede tuvalet bulabilirsiniz.
♦ Minik gezginler ve kendiniz için çantanızda atıştırmalık birşeyler bulundurun lütfen. Müzekafe dışında restoran ya da kafe gibi önerebileceğim bir yer göremedim.

UNESCO Dünya miras listesine 2017 yılında alınan Afrodisias Antik Kenti sokaklarında kendinizi sanki antik dönemlere ışınlanmış gibi hissediyorsunuz. Çocuklar kaç yaşında olursa olsun, böylesi antik kentleri onlarla gezmeye devam edelim. Çünkü buralarda gördüğü şeyler, sizin anlattıklarınız ve beraber yaşadıklarınız onun hatıralarını süsleyecek, belki de ileride mesleğinde kullanacağı kültür birikimini sağlayacaktır.
Ailecek yapacağınız gezinizde umarım notlarımdan faydalanır, miniklerle beraber keyifli ve kaliteli zamanlara ışınlanırsınız.
Sevgiyle kalın, seyahatsiz kalmayın.

