Bir an durdum ve dedim ki… Anadolu ne kadar dolu dolu. İşte bak Burdur civarlarındayım ve burada yine bir tarih sahnesi… Sagalassos Antik Kenti’ndeyim.
Çocuklarla ziyaret ettiğimiz her beldede mutlaka bir antik kent yer alıyor. Ama Sagalassos bir dağ kenti olarak kurulmasıyla benzerlerinden farklı bir yerleşim. Burası ayrıca Aşkların ve İmparatorların kenti olarak ünlenmiş. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde yer alan kentin tarihiyse M.Ö.3000’lere uzanıyor. Gerçekten dolaşırken her yerde imparatorların kraliçeleri için yaptırdığı çeşme, kütüphane, heykelleri görüyorsun.
Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserlerle dolu olan kent sizi kendine hayran bırakıyor.
İçindekiler
Sagalassos Antik Kentinde Gezilecek yerler;
Antoninler Çeşmesi, Neon Kütüphanesi, Tiberius Kapısı, Heroon, Kent Meclisi, Ares-Herakles-Zes-Athena ve Poseidon büstleri, Marcus Aurelius ve Adrian Heykelleri, İmparatorluk Hamamı ve tiyatro gibi görülmeye değer pek çok eser beni büyüledi.
Dağdan gelen suyla şelale gibi dökülen 2 bin yıllık bir çeşmeden su içtiğinizi hayal edin. Ben içtim ve sanırım bu bana gençlik getirecektir, öylece inanıyorum 😉 Antoninler Çeşmesi insanı büyülüyor. Çevresinde yer alan işlemeli sütunlar ve devasa heykellerle fantastik bir dünyada hissettim kendimi.
Bir diğer etkilendiğim noktaysa antik tiyatrosu oldu. Ağlasun Dağı eteklerinde yer alan Sagalassos, deniz seviyesinden 1600 metre yükseklikte. Bu yükseklikte kurulabilmiş tek tiyatro olması nedeniyle dünyada görülebilecek nadir eserlerden. İşte tiyatro basamaklarından o tepelere doğru bakınca, insanın boşver gerisini hayat burada diyesi geliyor.
Seramik zanaatinde gösterilen başarı sebebiyle de zamanının öne çıkan bir kenti olduğu belirtiliyor. Hatta buradan Avrupa’ya, Afrika’ya ve Orta Doğu’ya pek çok seramikten yapılmış eşya gönderilmiş. Bu açıdan da zamanın ticaret yollarının nerelere uzandığını gösteren bir şehir olmuş.
M.S. 2. yy’da başlayan depremleri, veba ve farklı birçok hastalık sebebiyle terkedilmiş Sagalassos. Toros dağları eteklerinde kurulduğundan yol üzeri olmayan kent, aradaki zaman diliminde unutulmuş. Taaa ki 1706 yılında Fransız gezgin Paul Lucas tekrar burayı tespit edinceye kadar. Antik kentte yer alan heykeller, seramik kaplar ve pek çok değerli eser Burdur Arkeoloji Müzesinde sergileniyormuş.
Anne gözünden bazı tavsiyeler;
Burdur merkeze 35 km uzaklıkta olan Sagalassos Antik kenti ziyaretinden sonra çook acıkan minik mideler olacaktır eminim. Süper tavsiyem var onlar için. Yeşilova merkezde bulunan Şişçi Fatih muhteşem şiş köfteleri ile meşhur. Aile bütçesini de sarsmayan menüleriyle yemeden dönmeyin. Tarhana çorbasını da önereceğim, yalnız dikkat çorba acı olabilir, hemde sağlam acı, çocuklar için sipariş verecekseniz önce sorun.
Sagalassos Antik Kentine Müzekart kullanarak ücretsiz girebilirsiniz. Zaten çocuklar 12 yaşa kadar ücretsiz.
Kent dağlık ve büyük bir alana kurulmuş. Çocuklarla gezerken pek çok noktada kayalardan atlamak zorunda kalıyor insan. Bu nedenle ayağınıza rahat gezebileceğiniz yere sağlam basan ayakkabı giymenizi öneririm.
Tabi yaz dönemi ziyaretlerinizde şapka, güneş koruyucu, su, spor ayakkabı ile gezmenizi öneririm.
Pusetle gezilebilecek bir kent değil. Dağlık olması nedeniyle sürekli merdiven çıkılıyor ve iniliyor.
Lavabolar, antik kent müzesine girmeden önce yer alıyor. Merdivenle indiğiniz alanda ayrıca dinlenebileceğiniz muhteşem manzaralı kafeteryada kahve keyfi yapabilirsiniz.
Özel araçla gelirseniz, otopark mevcut ve ücretsiz. Konum için tıklayın.
Sagalassos Antik Kenti yüzyıllar öncesinden gelen ve hala bozulmamış eserleriyle Toroslarda ışıldayan bir kent. Burası eminim daha çok turist çekmeye başlayacaktır. Eğer yolunuz Isparta, Burdur veya Antalya’ya doğruysa mutlaka bir gününüzü ayırmanızı öneririm.
Ara tatillerde çocuklarla birkaç günlük kültür gezisi planlıyorsanız işte size harika bir rota! Salda Gölü, Sagalassos Antik Kenti ve ardından Lavanta Kokulu Köy. Detaylı bilgi ve fotoğrafları için lütfen aşağıda yer alan yazılarımı tıklayınız.
Bir köy hayal edin, her yer lavantalı kokan… Çocuklarla Lavanta Festivali nasıl olur diyorsanız Lavanta Kokulu Geziler yazımı okuyunuz.
Son dönemin popüler göllerinden olan Salda Gölünü ziyaret edecekseniz buraya da bir gün ayırmanızı öneririm. Neden mi? Linke tıklayınız.
Yazımı beğendiyseniz, paylaşım yapmayı ihmal etmeyin 😉