Olympos ve Çıralı

Herşey dahil konsepti tatillerden bıkan var mı aramızda?

Biz vazgeçeli yıllar oldu. Bebekli pusetli tatil köylerinin içinde oradan oraya koşturmaktan, sesten, sıra stresinden ve o kadar para verip keyifli hiç bir anımız olmadığını anladığımız noktada Orhan’la Akyaka’ya gitmeye karar vermiştik.

Tabi yıllar geçti, Akyaka‘da turizmden nasibini almaya başladı. Yine gidiyoruz ama, Çıralı‘da kaldıktan sonra “doğayla içiçe yaşayarak” tatil yapma isteği yeni bir kriterimiz olarak Çocukla Gezin ekibinin planlarına dahil oldu.

Çıralı ve Olympos’ta genel olarak bu fotoğraftakine benzer barakalarda kalınıyor.

Neden mi?

27 yaşlarındayım… Olympos‘a ilk gelişim arkadaşlarla. Tahta barakalardan yapılmış kendine otel zanneden bir işletmede kalıyorum. Başımı şişerecek kadar çok öten ağustos böcekleri. Sıcak ama ara sıra esen ılık rüzgar. Barakalardan ileri doğru 20 dakikalık yürüyüşle deniz kenarına ulaşıyoruz. Sağımda solumda yol boyunca yoğun bitki örtüsü ve çalılıklar var. Aslında aralarında eski medeniyete ait yerleşim alanları görünüyor, yoğun bitki örtüsü görüşü kısıtlıyor. Öyle ki denize ulaştığımız noktada sağımızdaki dereyi görebilmiştim.

Olympos ve sahil…

Kocaman taşlı sahil pek bana uygun değildi, o zamanlar. Ama denizzz, müthiş. Dereyle birleştiği için çok tuzlu değil, çok sıcak da değil. Saatlerce kalabilirsin. Sahil kenarında denizden yürüyerek ulaştığımız çay bahçesinde tahta masaların üstü dut dolu. Ağaçtan kimsenin yediği yok. Mekanın sahibi “yiyebilirsiniz” diyince Neslihan ile dalıp saatlerce siyah dut yediğimi unutmam.

Akşam hiç ışık yoktu bizim barakalarda, bahçenin içindeki ateş her yeri aydınlatıyor. Ama gözler alışınca samanyolu bizim için geçişler yapmaya başlamıştı. O zaman anlamıştım, doğayla başbaşa kalmak çok farklıydı. Korkutucu ama bir o kadarda gizemli.

Olympos denizi

İşte öylesine doğal Olympos‘a çocuklarımla tekrar gitmek bize çok iyi geldi. Huzur, sessizlik, ılık esen rüzgar, tertemiz masmavi sular… Salaş kır çay bahçeleri, bisikletle gezenler, mavi tur yapanlar ve karettalar… Geceleri ışıklandırma az olduğu için, gökyüzünü ve yıldızları tüm yoğunluğuyla seyretmek… İşte bazı sebepler, ama hepsi değil… Eminim sizde giderseniz farklı doğallıklardan etkileneceksiniz.

İşte bunlardan bazılarını size sıralayabilirim;

Çıralı- Olympos plajı

Sabah erkenden Çıralı sahiline bisikletlerinizle ulaşıp, denize girerek güne başlamaya ne dersiniz?

Karettaların yumurtlama alanları olması nedeniyle hala koruma altında olan bölgenin denizi masmavi… Üç kilometre uzunluğunda olan Çıralı plajı, Olympos sahiliyle beraber. Olympos‘un içinden geçen derenin aktığı sahil tarafı daha soğukça, ama daha az tuzlu.

Çıralı ve Olympos plajlarında ücretli olarak şezlong ve şemsiye kiralayabilirsiniz. Ya da kamp sandalyesiyle güneşin keyfini çıkarabilirsiniz.

Çıralı plajında akşamüstü

Sahilde çay bahçeleri göreceksiniz, buralarda yemek yiyebilir, tuvaletlerini kullanabilirsiniz. Yanınızda sahile atıştırmalıklar götürebilirsiniz. Çıralı‘nın içinde minik market veya bakkallar mevcut.

Çıralı merkezde büyük otopark alanı mevcut, ya da sahile doğru gidince yine otopark olarak ayrılmış yerleri göreceksiniz.

Olympos ‘un Sönmeyen Ateşi- Yanartaş

Binlerce yıldır sönmeyen ateş Yanartaş‘ı çocuklarla görülmesi gereken yerler arasına mutlaka ekleyin.

Olympos gibi antik bir kentte bulunan Yanartaş, elbetteki Yunan mitolojisinde de yerini almış. Zeus, Olympos Dağı’nda oğulları arasında bir müsabaka yaptırır. Zeus’un oğlu Herakles yarışmada birinci gelir ve olimpiyat meşalesinin tutuşturulmasında da Yanartaş’tan faydalanılır

Yanartaşa çıkış patikası

Birbirinden farklı yazarın görüp aktardığı Yanartaş, Evliya Çelebi’nin de etkilendiği bir doğa parçası olmuş. Bakın, Çelebi günlüklerinde bölgeyi şu şekilde tasvir etmiş:

‘’Gece vakitleri Mısır’dan ve Kıbrıs’tan gelen gemiler yüz mil uzaktan bu alisileri görür, selamette olduklarını bilir, sevinirler. Mucize bu, kim ki ateşlerin yanına bir adam varsa, bir ateş daha ortaya çıkar. İki, üç yahut on adam varsa, o kadar ateşler ortaya çıkar. Kükürt gibi kokusu vardır. Ama insan bedenine zarar vermez ve bunu seyreden insanlar gidince önceki ateşler kalır, sonradan çıkan ateşler kaybolur.‘’

Bu alevin kaynağı metan gazıdır. Yer altından yukarı doğru sızan gaz buradaki kayaları yakmaktadır.  Taşların arasından çıkan alevlerin çevreye bir zararı yok. Ama çocuklara dikkat edelim, çok meraklı oluyorlar.

Yanartaşta çocuklar

Çıralı merkezde yer alan köprüyü geçtikten sonra yolun solunu takip ederek Yanartaş‘ın başlangıç noktasına ulaşabilirsiniz.

Giriş ücreti 7 TL olup, sadece yetişkinlerden alınıyor.

Yanartaş’a çıkmak için geniş taş merdivenleri 1400 metre civarında yaya olarak çıkıyorsunuz. Kimine göre zor ve saatler süren bir patika. Çocuklarla beraber arada dinlenerek 25 dakikada kolaylıkla bitirdik.

Yaz mevsiminde giderseniz akşam olmadan bir- bir buçuk saat önce orada bulunmanızı öneririm. Böylelikle hem gece olmadan alevlere ulaşmış olursunuz ve Çıralı‘da günbatımını Olympos’ta görmüş olursunuz. Ayrıca hava sıcak olduğu için yukarıya tırmanırken daha az zorlanırsınız.

Yanartaşa çıkarken en son gelinen patikada taşların üzerinden bayağı atlamak gerekiyor. Pusetle asla çıkmayın ve mutlaka spor ayakkabı kullanın.

Çocuklar ve yetişkinler için rahat bir spor ayakkabı ile tırmanmak daha uygun. Çünkü merdivenler aslında antik Yunan döneminden kalma taşlar olduğundan düzgün bir patika yer almıyor.

Yanartaş‘a gece çıkacaksanız yanınıza fener almayı unutmayın. Çünkü yol boyunca hiç bir ışık yok.

Yemek veya içecek kesinlikle yok. Yanınızda paket bisküvi veya su bulundurmayı ihmal etmeyin. Bazıları abartıp sucuk ekmek yapmaya çalışıyor. Ne olur buranın doğal bir güzellik olduğu bilinciyle Yanartaş‘a sahip çıkalım.

Olympos Antik Kentten

Antik Kent Olympos

Herhalde 16 yaşlarımdan beri pek çok antik kent ziyaret etmişimdir. Ama Anadolumuz o kadar dolu bir kültürel mozaik ile örülmüş ki, ziyaret ettiğim her yerde mutlaka bir antik kent buluyorum. İşte onlar arasında olan Efes, Sagalassos, Knidos, Truva‘dan sonra hayranı olduğum bir başka kent. Olympos

Korsanların kentiyken kralların yoluna çıkan bir medeniyet. Her yanı sarmaşık ve ağaçların kapattığı antik kentte hala temizleme çalışmaları devam ediyor. Turistlerin girip gezebileceği noktalar açılmış. Ama nedense benim canım hep Olympos Antik Kentinin sokaklarını kapatmış sarmaşıkların arasından geçip kaybolmak geçiyor.

Antik Kentte yer alan su kanalları ve hala aynı su akmaya devam ediyorrr

Olympos koyunun içerisine giren gemiler nehir vasıtasıyla kara topraklarının içine çekilebiliyormuş. Bu nedenle korsanların en çok uğrayıp saklanabildikleri bir şehirmiş.

Su kanallarının şehrin her noktasına ulaştırıldığı, her noktasında köprüler, geçitler, hamamlar, agoralarla , kral mezarlarıyla dopdolu bir kent. Akdenizde Phaselis’ten sonra 2. büyük antik liman Olympos.

Olympos antik Kent sokakları

Bizim gibi antik kent sevdalısıysanız mutlaka Olympos Antik Kentini gezmelisiniz. Yalnız diğer antik kentlerde olduğu gibi burada bir düzen beklemeyin, hatta açıklama bile bulamayacaksınız çoğu noktada. Burada adeta kendi kendinize antik kentinizi keşfedebilirsiniz.

Kente giriş çocuklar için ücretsiz ve müzekart geçiyor.

Kenti ister Çıralı sahilden yürüyerek ulaşabilir, ya da tekrar anayola aracınızla çıkıp Olympos Antik kent girişinin önündeki alanlara park edebilirsiniz. Önerim sabah erkenden yola çıkmanız, çünkü öğleden sonra her yer dolu oluyor.

Burada satılan kaktüs meyvesini tatmanızı öneririm. Tatlı salatalık tadında, fena değil…

Yiyecek ve içecek gibi alternatifleri Olympos kenti girişinde bulabilirsiniz.

Çıralı plajında yer alan sahil çay bahçelerinden

Eğer Çıralı’dan yürüyecekseniz çocuklar ve kendiniz için yanınızda paketli kuruyemiş, sandviç ve içecek bulundurmanızı öneririm.

Dağdan gelen suyun kentin içinden geçtiğini göreceksiniz. Mutlaka ayaklarınız sokun, yazın bize çooook iyi geldi, buzzz gibiydi.

Olympos Antik Kentine ait tarihi detayları merak ediyorsanız şu linke göz atmanızı öneriyorum.

Olympos plajında karettaların yuvalarından bir tanesi Ece tarafından incelemede…

Bu yaz yapmış olduğum rotamızın 2. durağı olan Çıralı ve Olympos, her günü bir diğerinden farklı geçirdiğimiz bir nokta oldu. Tertemiz havası, ılık esen rüzgarı, kuşlar, doğası, antik kenti, doğal kaynakları ile sürprizlerle dolu bir güney beldesi. Umarım hep koruma altında kalır ve bizlerde tertemiz doğasında ruhlarımızı dinlendiririz.

Olympos’ta aile selfisiiiii

Olympos’ta yıldızları çocuklarla beraber seyretmeden dönmeyin…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.