Moda Barış Manço Müzesi

Adalarda Modalarda gezelim biz Marmaralardaaa…

Oldum olası Modanın hep farklı bir havası vardır. Benim için. Bir İzmir Kordon havası, yazlık kokusu, eski İstanbul semti edası… Bozulmamışsa, hala o günbatımını O Çınar ağacının altında seyredebildiğimizden sanırım…

Çocuklarla Kadıköy metrosundan Kadıköy iskelesi oklarını takip ederek çıktık. Hava mis gibi, güneşli, ve deniz kokusu burnumuzu kırıyor… Yolun ortasından geçen tramvay yolunun durağına koştuk. Amaç Kadıköy’ün güzide semti Moda‘ya gitmek.

Ali Baba’dan dondurma, sahilde o Çınar’ın altında tost çay keyfi, booolca yürümek Moda‘da ve Barış Manço Müzesi‘ne ziyaret…

Moda tramvayında tam bir nostalji yaşadık çocuklarla. Yolunuz düşerse ve görürseniz mutlaka atlayın ve gezinin.

Tramvaya atladık. Kadıköy Boğa heykeli, Kadıköy Süreyya Opera Binasının önünden geçerek ilerledi. Nostalji, dükkanlar, kalabalık, İstanbul’un gerçeği olan karışıklık ve sonunda Modaa. Hafta içi sakin sokakları.

Kadıköyün sembolü olan boğayı birde biz durduralım dedik, hem de boynuzlarından tuttarak 😉

10 dakika gibi bir yürüyüşle Ali Baba’ya gelmişiz. Tabi hemen dondurmalarımızı aldık. Hala o çikolata sosu ve üstüne fındık dökme geleneği burada devam ediyor. Çocukken Çınarcık’ta ne çok yerdik bol fıstıklı dondurmalarıııı.

Biraz dışarda oturduk, keyifle etrafı seyrettik bir yandan çilek ve limonlunun tadına bakarak.

Hemen çaprazımızdaki sokağın başında Barış Manço Müzesi için tabelalar vardı. Onları takip ederek müzeye geldik.

Hala o apartmanların arasında iki katlı mütevazi… 81300 Moda ….

Eskiler bilir, ” Barış Manço, 81300 Moda” adresindeyiz.

Neden herkes bilir?

Çünkü Barış Manço sanatıyla hep halkın içindeydi, hep mahallemizdeki Barış abiydi. İşte onun yaşadığı ve hepimizin ezberinde olan adreste olan mütevazi, küçük bahçeli ve üç katlı evi ziyaret etmek Moda’da çocuklarla yapılacak en güzel şey.

Moda‘nın sokaklarında bulabileceğiniz son köşklerden biri olan sanatçının evi 19. yy.’da Viktoryen tarzda yapılmış ve 1984 yılında Barış Manço satın almış. Sanatçının ailesiyle birlikte yaşadığı ve çalışmalarını yaptığı bu evi, Kadıköy Belediyesi her zaman Barış Manço‘nun anısını taze tutabilmek için müze-ev haline getirmiş.

Çocukla Gezin Barış Manço Müzesindeyiz. Balmumundan yapılmış Barış Mançonun birebir heykeli bizi çok etkiledi. Keşke gerçek olsaydı da elimizden tutsaydı…

Moda‘ya çocuklarla günü birlik geldiğinizde yapılacak en iyi şeylerden birisi olan Barış Manço Müzesini ziyaret için girişte 2019 yılında yetişkinler 10 TL, çocuklarsa 5 TL ücret alınıyor.

Müze katlar arasında bölümlere ayrılmış. Giriş katında sizi Barış Manço‘nun balmumundan bir heykeli ve kuyruklu piyanosu karşılıyor. Misafirlerini karşıladığı, röportajlarını verdiği bölümde yer alıyor. Dünyanın birçok yerinden topladığı cam eşyalarla dolu duvarlar, madalyalar, plaketler, yemek odası, kostümlerinin sergilendiği bölümleri de bu katta bulabilirsiniz.

Bir üst katta kendi yatak odası, Doğukan ve Batıkan’ın yatak odaları yer alıyor. Batıkan odasında ” Adam Olacak Çocuk” bölümlerini seyredebilirsiniz. Ayrıca bu katta fotoğrafa olan ilgisi sebebiyle de kullanmış olduğu makineler sergileniyor. Açıkçası böyle bir yönünün olması beni şaşırttı.

Girişin alt katıysa sanatçının Şövalye Odası, Belçika Kraliyetinin ona vermiş olduğu şövalyelik ünvanı ve resim yaparken kullandığı malzemeleri sergileniyor. Ayrıca bu katta bir kış bahçesi var. Kafe olarak düzenlenen kış bahçesinde masalar plak, sandalyelerse nota olarak düzenlenmiş. Çok cici 🙂

Barış Manço Müzesinde şık bir kafe, çok sevdikkk.

Katlar arasında piyano tuşları gibi görünen merdivenlerin duvarlarında en sevdiğiniz Barış Manço şarkısının söz ve notalarını duvarda bulabilirsiniz.

Pazartesi hariç her gün 9.00-17.00 saatleri arasında açık olan Barış Manço Müzesinde bir bakıma kendi çocukluğuma döndüm. Barış Manço‘nun plaklarını evdeki pikaba koyup defalarca “Selahaddin Eyyubi ile Aslan Yürekli Kral Richard’ın Karşılaşması” için bestelediği senfoniyi defalarca dinlediğimi anlatıyorum çocuklara. Sonra kostümlerinin o dönemde nasıl etkileyici olduğunu ve tabi ki Adam Olacak Çocukla bir dönem tüm Türkiye’nin haftasonu sabah kahvaltı saatlerini nasıl eğlenceli geçirdiğimizi anlatıyorum.

Barış Manço Müzesinde merdivenlerde orijinal

Tabiki Ece’yle Ege onun şarkılarını hiç dinlemeselerdi, belki ziyaretimiz esnasındaki heyecanımla açılan çenemin neden durdurulamadığını hiç anlayamazlardı. Bu nedenle aynı Oyuncak Müzesi gibi Barış Manço Müzeside birkaç jenerasyonun beraber ziyaret edip paylaşım yapabileceği nadir müzelerden.

Müze ziyareti ve fotoğraflamalar bittikten sonra Ali Baba dondurmacısına geri dönüp, oradan aşağıya doğru Moda sahiline bakan çay bahçesine yürüdük. Manzara muhteşem, adalar, Marmaralar ve karşıdan İstanbul’u seyretmek nefis.

Barış Mançoyu çocukken seyrettiğimde hep gözüme takılan bu yüzükleri şimdi görmek ne kadar güzel. Çocuklar tabi bu kadar takıyı görünce şaşırdılar…

Tabi buradaki çay ve tost içinde nefis demek isterdim ama, bu manzara olmasa hiç içilmez o çay buradan…

Burada yer alan Çınar ağacının altı eskiden böylesi çay bahçeleri tarafından istila edilmemişti. Ama yinede arkada yer alan oyun parkı, mini futbol sahası, basketbol sahalarıyla aileler için İstanbul’da gezilecek yerlerden biri olmuş.

Çay bahçesinden aşağıya sahile inebilirsiniz. Burada çocuklar bisiklet, scooter veya paten sürebilir. Eski haline göre çok temizlenmiş bir bölge olan Moda sahiline, Kadıköy’den akşam saatlerinde elinde içecekleriyle çok kişi geliyor. Fakat herşeyin adabı var olması nedeniyle bu ortamın ailelere uygun olmadığını belirtmeliyim.

Moda sahilinden bakış

İsterseniz çay bahçelerinden Moda Deniz Klubüne doğru yürüyüş yapabilirsiniz. Manzaralı bu caddenin kaldırımları da çok kültürel… Adım attıkça çocuklar yerdeki Nazım Hikmet şiirlerinin peşinden koşuyorlar.

En son olarak güneş saatini buluyoruz Moda gezimizde. Ege ve Ece’nin ilgisini çeken bu aleti inceliyoruz. Pek anlayabildiğimizi söyleyemem ama, düşünce güzel. Keşke etrafına bir açıklama yazılsaymış.

Modadaki güneş saati çok ilginçti.

Artık bu noktadan geriye Kadıköy‘e doğru yavaş yavaş dönüyoruz. Kadıköy ile özdeşleşmiş ünlü Cafer Ağa caddesinin üzerinde Gerekli Şeyler kitap dükkanını bulunca benimkiler içeri zıplıyor. Meğer tüm Japon kitaplarının serisi buradaymış. Tam da hazinenin ortasına düşmüş yavrular gibi etrafa saldıran çocuklarımı bir dizginliyorum. Ama yine de vaaayyy, yandım kiii 😉

Kadıköy çarşıda bulunan çocuklarla rahatlıkla yemek yiyebileceğimiz bir adres.

Günü en son olarak Kadıköy çarşısında bulunan ve çok güzel ev yemeklerinin bulunduğu Yanyalı Fehmi Lokantasında sonlandırıyoruz. Arnavut ciğeri, işkembe çorbası, kelle paça gibi bilumum yiyecekleri rahatlıkla burada yiyebilirsiniz. Eğer kışın geldiyseniz hemen bitişik dükkan olan kasaptan da her türlü sakatatı rahatlıkla alabilirsiniz, öneriyorum. ( Yazın hemen bozulabilme tehlikesi olduğu için, kışı önerdim…)

Çocuklar doyduktan sonra vapurla Eminönü yapıp oradan eve dönmeye karar veriyoruz. Martıların havada kaptıkları simitleri seyre dalmışken, püfür püfür bir İstanbul günüde batıyordu ufuktannn.

Kadıköy- Eminönü hattı başlı başına efsanedir benim için. Hele yaz mevsiminde çocuklarla başka bir oluyor. Martıları besleme sevdası için atılan simitler ahhhh…

İstanbul’da çocuklarla gezilecek diğer yerleri merak ediyorsanız yazılarıma buradan ulaşabilirsiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.