Bergama Antik Kenti ve Bergama’da Gezilecek 7 Yer

Senelerdir yazın mı gidelim baharda mı gidelim derken, birde bakmışım yıllar geçmiş Bergama ve Bergama Antik Kentini hala görememişiz.

Pandemi sonrası, 2022 yazı.

Hava sıcak mı sıcak, tabi aylardan temmuz.

Artık düştük yola, bu sefer Bergama’ya gidiyoruz dedik. Akyakadan sabah saatlerinde yola çıkıp, akşam üzeri Bergama’nın tarihi yerleşim alanında bulunan butik otelimize kendimizi attık.

Bergama’da Nerede kalınır diye soranlar için buraya otelin linkini bırakıyorum. Öyle çok beklentiniz olmasın, internetteki fotoları güzel, ama biz odaya girmemek için elimizden geleni yaptık, bilginize.

İlk defa gittiğim yerlerin gökyüzüne bakmayı adet edinmişimdir. Oraların beni/ bizi nasıl karşıladığını anlamak isterim.

Temmuz ayının sıcağından etkilenen gökyüzü, bir dokuma tezgahından çıkmışcasına alabildiğine kırmızı, pembe ve mavi tonlarda bulutlarla bizi karşıladı. Anladım ki, sıcak ama heyecanlı bir gezi bizi bekliyordu.

Bergama, yıllar içerisinde yüzbinlere ulaşmış nüfusuyla şehir görünümünde. Tabi bir kısmı diyebilirim. Biz kültürel dokusunun hala varolduğunu düşündüğümüz yerde yani Kınık caddesi civarında konaklamayı seçtik. Böylece gezilecek yerlere yürüyerek gidebildik. Kentin gelişmiş bölümünde alışveriş merkezleri, katlı binalar, 5 yıldızlı otelleri görebilirsiniz. Ama tarihi alanda herşey sanki otuz – kırk yıl öncesinde kalmış…Kunduracılar, bakırcılar, pedallı dikiş makinası kullanan terziler, kapı önünde oturup sohbet eden mahalleliler, salaş esnaf lokantaları, el dokuması kilimler…

Kızıl Avlu ile Arasta çarşısı arasındaki caddede üzerinde yer alan Bergama Halk Kütüphanesi. Vaktiniz olursa gezmenizi öneririm.

Bergama Antik Kenti ya da Bergama hakkında size pek çok kaynaktan bulabileceğiniz, mesela vikipedi, tarihi ve coğrafik bilgileri burada tekrarlamak istemiyorum. Bunun yerine Bergama’da 2 günde neler yapabileceğiniz ve Bergama’da gezilecek yerler hakkında çocuklara anlatılabilecek hap şeklindeki ufak bilgilerle beraber, olmazsa olmazım nerede yemeli gibi noktaları anlatmak istiyorum ki, “Amerika”yı tekrardan keşfetmeyi çalışıp” tatilinizde zaman kaybetmeyesiniz 😉

Bergama’da Gezilecek 7 Önemli Yer;

  1. Bergama Antik Kenti
  2. Kızıl Avlu
  3. Bergama Müzesi
  4. Asklepion
  5. Kale Mahallesi
  6. Bergama Merkez
  7. Bergama Arasta Çarşısı

 

Bergama Antik Kentinde, dünyanın bilinen en dik tiyatrosu yer alıyor.

Bergama’da Gezilecek 7 Yer Hakkında Bilinmesi Gerekenler;

Bergama Antik Kenti

Antik Kent, Bergama’yı çevreleyen sarp ve dik bir yamaca kurulmuş. Böylece stratejik bir noktada ve kale içerisinde korunaklı bir yerleşim sağlanmış. Eğitim, sağlık, sanat, mühendislik gibi konularda ileri bir medeniyet örnekleri gösteren bir kent hakkında bilinmesi gerekenleri şöyle sıralayabilirim;

  1. Mısır’dan satın alınan papirüs için para vermek istememişler. Böylece daha dayanıklı olan oğlak derisinden üretilen parşömen kağıdını bulmuşlar.
  2. Parşömen kağıdını kendileri üretebildikleri için Helenistik dünyanın en büyük 2. kütüphanesini kurmuşlar.
  3. Pergamon kenti, havzadan yüksekte ve sarp kayalıklar üzerine kurulmuş. Peki burada yaşayan vatandaşlara su nasıl taşınabildi? İşte bu da başka bir şaheserdir. Bileşik kaplar formulüyle su, doğduğu yerden sağlanan ivmeyle 14 km’lik yoldan akarak, su kemerleri ve künk borular vasıtasıyla Pergamona taşınabilmiş.
  4. Kentin farklı noktalarında yer alan 4 adet tiyatro, dövüşler için değil, sadece sanat için inşa edilmiş.
  5. Bunlardan bir tanesi eşi benzeri olmayan 10.000 kişi kapasiteli dünyanın en dik amfitiyatrosu. (Zaten antik kentte bu noktaya geldiğinizde geçen zamana bir dur diyip, kendinizi manzaranın muhteşemliğine adıyorsunuz. Tabi birde en aşağıya inmeyi başarmış turistlerin, eko testleriyle bölünmezseniz, daha etkileyici oluyor…)
  6. Zeus Sunağı ve Athena Tapınağı, Berlin müzesinde sergilenen Bergama Antik Kentine ait  dünyanın en önemli dönem eserlerindendir. ( 2. Abdülhamit döneminde Almanlara satılan meşhur sunaklar, ahhhhh….içim yanıyor. Şimdi sadece merdivenlerini görebilirsiniz, ya da uçakla gidip Berlin’de iç geçirebilirsiniz…)
  7. Müzekart geçerli

Berlin Müzesinde sergilenen dünyada eşi benzeri olmayan Tanrı Zeus’a adanmış sunağın yapıldığı muhteşem antik kent. İnsanlar acaba o zamanlar bu kadar heybetli yapıları yaparken neyi sağlamaya çalışıyorlardı? Mühendislik, teknoloji, bilgi, zerafet, sanatsal çaba ve Tanrı inancının ne kadarda önemli olduğu ve takdir edildiği zamanlar. ( Zeus Tapınağını merak edenler, Berlin Müzesi linkine tıklayabilirsiniz)

Efes‘ten önce Roma İmparatorluğu’nun doğudaki merkezi olan Bergama Antik Kenti, çok zengin bir krallık. Dağdaki yerleşim merkezi, zaman içerisinde havzaya doğru yayılarak büyük bir yerleşim merkezi olmuş. Pergamon Krallığı, tarihte pek çok enleri başarmış bir medeniyete sahipmiş.

Hera ve Demeter kutsal alanları, Athena Tapınağı, Berlin’e götürülen Zeus Tapınağı, Dionysos Tapınağı ve Trajan Tapınağı, görülmeye değer mimari şaheserlerdir.

(Çocuklarla gezerken yukarıda bahsettiğim ilk 6 noktayı anlatmayı unutmayın ;)
Kızıl Avlu’da yer alan Mısır tanrılarına ait heykellerden, Sekhmet.

Kızıl Avlu

  • Bergama’da Gezilecek Yerler listesinde ikinci sırayı almayı hak eden ve Anadolu’nun ilk yedi kilisesinden biri olan Kızıl Avlu, Bazilika olarak hizmet vermiş.
  • Kızıl Avlu ismini almasının sebebi, inşaasından kullanılan harcı renginden kaynaklıymış.
  • Bergama Antik Kenti, Roma döneminde gelişim göstermiş, yukardaki yerleşim bölgesinden Bakırçay Havzasında doğru yayılmıştır. İmparator Hadrianus tarafından MS. 2. yy’da yaptırılan tapınak, anıtsal duvar yüksekliği ve büyük avlusuyla insanı ürperten bir mimariye sahip.
  • Mısır Tanrılarının, mimari estetikte yarattıkları izi Kızıl Avlu’da hissedebilirsiniz. Aslan başlı Mısır Tanrısı Sekhment heykeli de tüm heybetiyle bizi girişte karşılarken, hafif bir korkuyla karışık ürperme hissettim sanki omuzlarda. Aman dikkat, Tanrıları kızdırmayın
  • Giriş ücreti alınıyor. 2022 yaz mevsiminde 20 TL vermiştik. Güncel durum bilgisi için tıklayın
Bergama Arkeoloji Müzesinin girişi

Bergama Müzesi

  • Burayı neden ziyaret etmeliyim diyorsan, öncelikle Genç Türkiye Cumhuriyetinin, ilk arkeoloji müzesi olma ünvanına sahip olduğunu belirtmek istiyorum. Ayrıca Zeus Sunağının oturum planı mimarisinden örnek alınarak inşa edilen bu müze, 1936 yılında açılmış.
  • Bergama Müzesini, tüm ören mekanlarının ziyaretini tamamladıktan sonraya bırakmanızı öneririm. Çünkü bu kentleri gezip görünce sergilenen arkeolojik ve etnografik eserleri incelemek daha anlamlı olacaktır.
  • Eserler, tunç döneminden başlanarak kronolojik bir sırayla Osmanlı dönemi sonuna kadar geniş bir zaman aralığında sergileniyor.
  • Özellikle Pergamon Heykeltraşlık ekolüne ait birçok eseri yakından inceleyebiliyorsunuz. O zamanlarda taşa nasıl böylesi söz geçirip, bu kadar gerçekçi yüz ifadeleri verebilmiş ve bu özellikleri nakış gibi işleyebilmişler, çok etkileyici.
  • Son bölüm olan etnografyada; Kilim örnekleri, el emeği işlemeler, Bergamanın tanınmış efelerinden olan Tuzcu Efe’nin Kurtuluş Savaşı’nda kullandığı şahsi eşyalarını çocuklara göstermek, yakın tarihimize ait kültür belleğimizi anlatmak açısından çok yararlı oldu.
  • Müzekart geçerli
Asklepion sadece bir hastane değildi, pekçok kültürel sanatsal faaliyetinde gerçekleştiği bir ortamdı.

Asklepion

Antik Yunan’da tıp tanrısı olan Asklepios’a adanmış şifa tapınaklarına Asklepion denir. Ancak bizim Bergama’nın Askleopion’u herkesinkinden bir farklı. Çünkü yine dünyadaki ilk ve tekleri bizim Anadolu topraklarında. Nasıl mı, şöyle özetliyeyim;

  • Kos, Epidaurus, İstanköy, Atina ve Bergama’da antik dönemde inşa edilen ve halkın hizmetinde olan bu şifa tapınaklarından ayakta kalmayı başaran Bergamalı Asklepion’dur. Dolayısıyla şifa tapınağı olarak dünyada kalan tek örnektir. ( Nasıl mı? Romalı İmparator Hadrianus sağolsun, MS. 2.yy’da restore ettirmiş.)
  • Antik zamanların en önemli şifa kenti olan Pergamon’un Asklepion tıp okulunda, eczacılığın babası olan Galenos yetişmiştir. Galenos burada Roma krallarının bakımlarını üstelenmiş olup farmakoloji alanında önemli tespitler yapmış.
  • Ağrıları dindirmek amaçlı afyon içerikli ilaçların hastalar üzerindeki kullanımı ilk kez Asklepion’daki doktorlar tarafından gerçekleştirilmiştir.
  • Asklepion ziyaretinizde çeşitli noktalarda su havuzlarını ve tapınağın kurulduğu zamandan beri akan ve şifalı olduğu düşünülen çeşmeyi göreceksiniz. İşte bu çeşmeden su içmeyi unutmayın! Biz içtik, hatta şişemizede doldurduk. (Hava çok sıcaktı, çocuklarla beraber başka çaremiz kalmamıştı) Ama tabi orada bulunan yetkililere sorduk, suyun içilebilir olduğunu söylediler. Sizde eğer kullanacak olursanız mutlaka bir görevliye danışıp için olur mu?
  • Uyku odalarında hastaların istihare uykusuna yatırılması, su sesi, çamur kürü, şifalı su, hacamat, açlık tokluk kürleri, terapi ve müzik dinletisi gibi çeşitli yöntemlerle hastalıklar tedavi edilmeye çalışılmıştır. Telkin ve fizyoterapi en önemli tedavi yöntemleriymiş. Ayrıca hastalıkları; Güneşle, tiyatroyla, inançla ve sporla iyileştirebiliyorlarmış. Kısacası şimdilerin yaşam merkezi ve fitness salonu karışımı gibi bir kompleks tapınak olması beni etkiledi.
Asklepion’un hemen girişinde yer alan bu yol üzerinde sağlı sollu dükkanların sıralandığı bir agora olduğunu hayal edin. Hastalığınıza deva bulmak için bu dükkanlardan aldıklarınız, yolun biraz ilerisindeki tapınaklarda tanrılara hediye olarak sunuluyormuş.
Küçük bir parantez açayım buraya;

Aslında şimdilerde de bizler bunları aralıklı olarak hayatımızda uygulamıyor muyuz?

Herkes kendinin doktoru…

Yazın güneşli havada D vitaminlerini kapmaya çalışıyoruz, göl yada deniz kenarına gidip suyun sesiyle huzur doluyoruz, yürüyüş yaparak adrenalin sağlayıp stresten uzaklaşıyoruz, hamamlara gidip masajlar yaptırıp, çamurlar sürdürüyoruz, arada sırada konserlere tiyatrolara gidip hayatımıza yepyeni sayfalar açıyoruz…

Kısacası insanoğlunun hastalıklarının derinleşmeden kendini yenilemesi gerekiyor, lütfen hayatımızda kendimize küçük aralar verip ruhumuzu dinlendirelim.

Kapadım parantezi...
Kale mahallesinde birbirinden şirin pek çok ev var. Bi görseniz, kapıları camları rengarenk olanlar ve hepsi bakımlı. Bense bu evi çok sevdim, sanırım üzüm asması sebep 😉 Nasıl güzel bir şeydir bu. Evden sokağa adım atarken, üzüm salkımından şöyle bir çitliyosun…

Kale Mahallesi

Bergama’da gezilecek yerler arasında olan Kale Mahallesine neden gidilmeli?

Kızıl Avlu ile Akropol arasında kalan bölgede gelişmiş olan Kale mahallesi, arnavut taşlı dar sokaklar arasında sağlı sollu sıra sıra dizilmiş otantik evlerinin görselliğiyle pek bir şirin. 2014 yılında Dünya Miras Listesine alınmasıyla tescillenmiş olan evler böylece koruma altına alınmış.

Kagir ev tipi, geleneksel Türk evi, Rum evleri ve 20. yüzyılın ilk çeyreğinde yapılmaya başlanan Cumhuriyet dönemi evleri, bölgede adeta görsel bir şov yapıyor. Özellikle bu tip ev meraklılarına, kapı ve pencere fotoğrafı çekmek isteyenlere, ailece yada arkadaşlarla nerede anı fotoğrafımız olsa acaba diye soranlara tavsiyem buralar. Özellikle akşamüstüne doğru begonviller, akşam sefaları arasında nostalji kokan bir yürüyüşe çıkmak nasıl keyifli olur, değil mi?

Küçük bir bilgi; En eski Bergama evi 18. yüzyıla aitmiş, inanabiliyor musunuz?
Kızıl Avlunun karşı sırasında olan bu tarihi taş ev, aslında Bergama Halk Kütüphanesi. Çocuklarla buraya uğramak, bir kitabı raftan alıp sessizce bir köşede okumak….nasıl ama?

Bergama Merkez

Şehrin nostaljik havasında bunalırım bana aksiyon lazım diyenler varsa aramızda, ya da kent ne kadar gelişmiş merak edenleri, ya da çocuklar sıkılmışsa çehrelerini düzeltecek en popüler mekanları, Cumhuriyet caddesi civarı tavsiye edilir. Mesela Bergama Kültür Merkezi, sinema, tiyatro, açık hava sineması ve sergi alanları barındırmasıyla şehre farklı bir hava katmış. Akşam yemeği için merkeze gelip, şehrin daha hareketli halini yaşayın derim.

Arasta’nın sokak aralarında kaybolmuşken, sizi işte bu güzel meydan bulacaktır mutlaka. Hemen oturun şöyle bir köşesine, soluklanın… Kahve, çay, koruk suyu ya da yemek herşey var… Bi de ortadaki bilmem kaç yıllık ağacın gölgesinde, zamanı bırakın aksın…

Bergama Arasta Çarşısı

Arasta Çarşısı, hem Osmanlı’dan kalan bölümleri hemde hala 1970 li yıllar görünümündeki esnaf dükkanlarıyla nostaljik bir esinti sağladı bize. Hele çarşının merkezindeki karadut ve üzüm şerbetini soğuk soğuk içince aklımız başına geldi. Şerbetler çok güzel, fakat bize şekerli gelince sodayla karıştırarak harika bir çözüm yarattık kendimizce, önerilir. Bizim Eminönü’ne benzettik burayı, ihtiyacınız ne varsa bulabilirsiniz. Hatta benim sandaletim kopmuştu, ayakkabıcıya verdik, 20 TL gibi bir fiyata yaptılar. Arasta’yı gezerken alacaklarınız, tamir ettirecekleriniz, diktirecekleriniz varsa getirin derim, bu fiyatlar da artık nostaljik oldu.

Bergama Müzesinde yer alan ünlü dokuma halılar ve yerel eşyalar

Bergama’da ne yenir, ne içilir?

Altın Kepçe Bergama Köfte

Bergama’da Turabey mevkiinde bulunan Altın Kepçe Bergama Köfte, ilçenin en eski ve en meşhur köftecilerinden biri. ( Gezimiz sırasında bizimde uğradığımız noktalardan.)

Menülerinde; kelle paça, işkembe ve tavuk suyu gibi çorba çeşitlerinin yanı sıra Bergama’nın yöresel lezzeti çığırtma ve ana yemeklerde köfte, güveç, ciğer, kuru fasulye, zeytinyağlılar ve kadınbudu gibi alternatifler yer almaktadır. Tatlılarda ise sütlaç ve Kemalpaşa tatlısı servis edilmektedir.

Mekanın özellikle köftesi, çığırtması ve tahinli Kemalpaşa tatlısı meşhur, öneririm. Çığırtma da nedir diyenler var biliyorum, hemen anlatıyorum; zeytinyağlı patlıcandır kendisi. Burda basitçe anlattım, ama çok lezzetli bir yemek  yemeden dönmeyin!

Pazar günleri hariç saat 19.00′ a kadar hizmet veriyorlar.

Bergama’da herşey tarihi, eh köftecilerde tabiki… Yalnız en beğendiğimiz yer burası oldu. Hele çığırtma bence burada on numaraydı… Her türlü sulu yemeği bulabilirsiniz burada.

Yeni Gün Kahvaltı Salonu

Bergama’da Selçuk mevkiinde yer alan Yeni Gün Kahvaltı Salonu, ilçenin en tarihi mekanlarından biri. Yaklaşık bir asırlık tarihi ile 90 yaşındaki Eşref Amca tarafından işletilen mekan oldukça şirin bir yermiş ve tabi herkesin beğendiği lezzetli bir kahvaltı menüsü var.

Kahvaltı menülerinde; ünlü Bergama tulumu, peynir çeşitleri, sıcak süt, bal ve kaymak yer almaktadır. Ayrıca, sahanda yumurtası da oldukça lezzetli olduğunu belirtiyor gurmeler. Ama bence en önemli özelliği süt, peynir ve kaymak Eşref amca tarafından yapılıyor, bilginize…

Küçük bir dükkanda hizmet veren Yeni Gün Kahvaltı Salonu’nda kahvaltı, mekanın önündeki masalarda yapılmaktadır.

Pazar günleri mekan kapalı. Yaşına rağmen hala servis veren Eşref amca bugün dinlensin değil mi?

Bergama Sofrası

Bankalar Caddesi üzerinde tarihi Bergama Hamamı’nın yanında bulunan Bergama Sofrası, Türk mutfağının sevilen lezzetlerini bulabileceğiniz, sulu yemek servis edilen bir işletmedir.

Köftesi, çığırtması ve kuru fasulyesi ile ünlü olan mekanın menüsünde; güveç, pilav, et sote, kabak tatlısı, ızgara çeşitleri, tencere ve fırın yemekleri de yer almaktadır. Yemekler taze olarak hazırlandığı için, geç saatlerde alternatifler azalmaktadır.

Müzenin karşı sırasında yer alan bu tostçular, Bergama’da ne yenir sorularımıza pratik alternatif olarak değerlendirilebilir.

Akropol Restaurant

Ulu Cami mevkiinde yer alan Akropol Restaurant, şık bir mekanda keyifli ve lezzetli bir akşam yemeği için tercih edebileceğiniz bir restoranmış. (Biz gitmedik, fakat önerildi)

Bergama Ticaret Odası Sosyal Tesisleri içerisinde bulunuyor.

Mekanda, sabahları kahvaltı servisi ve akşamları canlı müzik programları da var.

Yaz sıcağında buzz gibi bir üzüm suyu, çok iyi geliyor. Tadı enfes ama şekerli geldi bize. Hemen çözüm bulduk, soda istedik ve birkaç bardak daha. Üzüm suyu ve sodayı beraber karıştırınca muhteşem oldu. Yaz sıcağında tüm değerlerimiz yerine geldi

Başka alternatif?

Arasta Çarşısında kahve, karadut ve üzüm şerbeti, Ulu Camii önündeki kahvede de simit yanına çayınızı içebilirsiniz.

Kendi bahçelerinden topladıkları meyveleri satan birçok yerli üreticiyi caminin önünde göreceksiniz. Direk üreticisinden meyve sebze gördüm mü, kaçırmam. Eğer sizde bulursanız, mutlaka tadıp beğeninize göre alın derim. Biz konakladığımız süre boyunca onlardan incir, kiraz ne varsa topladık, çocuklar için harika oldu.

İşte ünlü Bergama halıları… Özellikle Kızıl Avlu’nun karşısında yer alan dükkanda pek çok çeşit var. Ama isterseniz Arastaya da bakabilirsiniz.

Bergama’da Ne Alınır?

Tabiki peynir ve kilim almadan dönmeyin. Yalnız peyniri, eve dönüş yolunuzun uzunluğuna göre almanızı tavsiye ediyorum, bozulma riski olan bir gıda. Kilimcileri hemen Kızıl Avlunun orada bulabilirsiniz, dokumalar şahane. Ayrıca tahtadan dekoratif sunumluklarda ilginizi çekebilir.

Arasta Çarşısı içinde parşömen dükkanı vardı. Fakat bizim gezimiz sırasında hep kapalı olduğu için ne var ne yok bakamadım. Siz gittiğinizde denk gelirse mutlaka uğrayın. Ne de olsa parşömenin anavatanındasınız 😉

Bergama Antik Kenti ve Bergama’da Gezilecek 7 Yer” yazısında 8 düşünce

  1. A. Hâmide Koz diyor ki:

    Sevgili Berrin Hanım, bilgiler, notlar, tavsiyeler, resimler harika❣️Yazınızı büyük bir zevk ve ilgiyle okudum. Sayenizde bir seyahat daha yapmış oldum Çok teşekkürler

    • Berrin Kuray diyor ki:

      Hamide Hanımcığım, ne mutlu bana sizi o diyarlara götürebildiysem.
      İlginiz ve güzel yorumunuz için çok teşekkür ederim hoşçakalın

    • Berrin Kuray diyor ki:

      Meltem hanımcığım,

      Çok tşkler güzel yorumunuz için.
      Umarım tatil planlarınızı yapmanızda bir parça yardımı olur.
      Şimdiden keyifli bir Bergama gezisi dilerim, selamlar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.