Yaz tatilinin son günlerine doğru okullar açılmadan ailecek Akyaka‘ya gidelim dedik. Sonbaharın ilk haftalarında buralar daha sakin ve yaz sıcağına göre daha serindi, hele akşamları…
Akyaka’dan günübirlik gidip gelebileceğimiz mesafede olan turistik beldelerimizi her tatil sezonunda karar verip gezmeye gideriz. Bu sefer Fethiye Saklıkent Kanyon‘a gitmeye karar verdik.
Sabahleyin erkence uyanıp yola çıktı. Önce Fethiye Ölüdeniz arkasından Saklıkent Kanyonu görmeyi planlamıştık.
Saklıkent Kanyon bir doğa harikası. Dağların arasından taşları delerek fışkıran tepedeki kar suları yaz sıcaklığında serinlik arayanlar için.
Milli Park anlamında koruma altına alınan Kanyon‘a girdikten sonra tahtadan yapılmış dar bir yol üzerinde ileride çağlayan suyun sesine doğru ilerledik. Önümüzde bizim gibi saklı kanyonu merak eden turistlerin selfie çekimleri sırasını da bekleyerek suya ayaklarımızı sokabileceğimiz alana geldik.
11 yıl önce oğlum Ege’ye hamileyken geldiğimde tahta yolun sonunda ulaşmış olduğumuz yerde soğuk suyun üzerine kurulmuş tahtadan sedirler vardı. O sıcakta her tarafım şişmişken sedirlerden uzanarak ayaklarımı soğuk suya sokup ferahladığımı hatırladım. Birde üstüne muhteşem bir saçta kavurma yiyince keyfimize diyecek yoktu.
Artık bu keyifli ortam kaldırılmış, aslında çok da isabetli olmuş. Çünkü böylesi muhteşem bir doğanın içerisinde o kalabalık, kokular ve fonda çalan müzik huzur vermiyordu. Şimdiyse sadece çağlayan suyun sesleri kulaklarınızın pasını temizliyor.
Çocuklarla beraber güçlü suyun içinde tutunarak minik kayaların üzerinden kaymadan daha rahat durabileceğimiz su yatağının ortasına doğru ilerledik. Buzzz gibi su aslında yürürken ayaklarınızı bir anda hissizleştiriyor. Bu nedenle bizim minik ayaklar kanyonun derinliğine doğru ilerleyemedi. O yüzden bize uygun bir yer seçip çocuklarla doğayı seyretmeyi huzuru dinlemeye karar verdik.
Tabi kanyonun derinlerine gidip gelmiş olanları tespit edip onlardan neler olup bittiiyle ilgili bilgileri de almayı ihmal etmedim. Kanyona doğru ilerlerken su yatağı belirli bir noktadan sonra daralmaya ve derinleşmeye başlıyormuş. Yine yanlarda kendinizi tutup çekebileceğiniz demir korkuluklar varmış. Bu noktayı aştıktan sonra tırmanmaya başlanıyormuş. Tabi kayalıklar daha zorluyormuş. En son gelinen noktada bir şelale varmış. Bunun üzerine çıkıldığındaysa çamur banyosu yapabileceğiniz tertemiz insan eli pek değmemiş küçük bir havuz varmış.
Çocuklar biraz daha büyümeli böyle bir zorluk derecesini tamamlayabilmek için ya da giderseniz yanınızda boool arkadaşla gitmek lazım ki gerektiği noktalarda yardımlaşmak gerekir.
Çocuklarla Fethiye Saklıkent Kanyon‘u ziyaret etmek isterseniz önemli bazı konulardan bahsetmek istiyorum
İçindekiler
Fethiye Saklıkent Kanyon’a Ulaşım
Fethiye merkezden kalkan minibüslerle ulaşabilirsiniz.
Eğer özel aracınız varsa anayol üzerinde yer alan tabelalar ile ulaşmanız çok kolay. Yolculuk bir saatten fazla sürüyor. Ana yoldan ayrıldıktan sonra köy yollarından geçtiğiniz için biraz uzun sürmekte.
Kanyonun önünde büyükçe bir otopark yer alıyor.
Fethiye Saklıkent Kanyon’da Nerede Yemek Yenilir?
Ana yoldan kanyona doğru döndüğünüzde köy yolu üzerinde pek çok gözleme evi göreceksiniz. Keyfinize göre bir tanesini seçebilirsiniz, ama mutlaka semaverde demlenen çaylarından içmeyi unutmayın.
Çocuklar bazen durmayabilir , bilirim, açızzzz diyerek zaman içinde biz ebeveynleri panik hale sokabiliyorlar. Panik olmayın! Kanyonun içinde yer alan büfede her çeşit bisküvi, ekmek arası sandviç ve içecek bulabilirsiniz. Önünde yer alan piknik masasında da yiyebilirsiniz.
Saklıkent Kanyona girmeden önce suyun aktığı yatağın üzerinden diğer tarafa geçebileceğiniz tahta köprüden geçip burada yer alan restoranlarda da yemek yiyebilirsiniz. Suyun üzerine doğru kurulmuş sedirlerde serin serin oturabilirsiniz. Ama biz burayı pek sevemedik, çünkü doğa harikası olan yerde bangır bangır disko müzikleri bizi rahatsız etti. Tabi ki zevkler ve renkler tartışılmaz her yerin bir alıcısı olduğu da kesin.
Fethiye Saklıkent Kanyon’a çocuklarla giderken anne gözüyle bilinmesi gerekenler nelerdir?
Öncelikle yanınızda çocuklar ve kendiniz için yedek kıyafet bulundurmanızı öneririm.
Eğer kanyonun derinlerine doğru yürümek istiyorsanız, spor ayakkabı yerine çocukların ve sizin ayağınızdan düşmeyecek su geçiren ayakkabıları yanınıza almayı tercih edin. Fazla ilerlemeyecekseniz, croc marka terlikler suyun içinde yürüyüş için yazın ideal.
Cep telefonlarınızı suya dayanıklı kılıflarda muhafaza edin.
Saklıkent Kanyonda favori olan bir diğer aktiviteyse Zipline. Tabi bunu milli park olan tarafta değil, suyun devam ettiği yatağın üzerinde gerçekleştiriyorsunuz. Eğer düşünürseniz, otoparkın orada yer alan tahta köprüyü geçip ağaç evlere doğru ilerlediğinizde Zipline aktivitesi yapan firmaları bulabilirsiniz.
Yazın her saatinde Saklıkent Kanyon kalabalık, malum hava kavurucu olabiliyor. Biz saat 2 civarında olmayı başardık. Eğer kanyonun derinlerine doğru gitmeyi ve çamur banyosu yapmayı planlarsanız daha erken saatlerde orada bulunmanızı öneriyorum. Yoksa bizim yaptığımız gibi ikindi saatlerinde gidip birkaç saat gezseniz yeterli olacaktır.
Saklıkent Kanyon tesadüf eseri bir çoban tarafından keşfedilmiş bir doğa harikası. Fethiye gezinizde çocuklarla burayı da keşfetmek şehir çocuklarının duruşunu biraz daha kıracaktır. Buz gibi suyun içinde yürümeye çalışmak, şelale nedir yakından görmek, bitki örtüsünü tanımak ve en önemlisi doğanın ne kadar zarif olduğunu öğrenmeleri hayata dair yeteneklerini geliştirecektir.
Sıcak bir yaz günü yazımı hatırlayın ve planlarınıza Saklıkent Kanyon ziyaretini ekleyerek serin bir tatil günü geçirin.