Okul Seçimini Nasıl Yapmalıyım?- 5 Önemli Kriter

Bebeğimizi kucağımıza aldığımız ilk andan itibaren ebeveyn olarak hayat eğitmenliğine atılıveririz.

Bunun üniversitesi, lisesi ya da ortaokulu yoktur.
İçgüdüsel, sevgiyle yanlışı doğruyu bulur büyütürüz bebeğimizi.
Hatta ilk bebekle ikincisi arasında çoğu konuda farklı davranışlar sergileriz.

Tecrübeyle oluşan sevgiyle büyüyen.

Sonra?

Hooop o sizin bilginizle büyüyen çocuk için deniliyor ki anaokuluna başlasın, ilkokula gitsiiin.
Annesinin kuzusu büyümüşde okula mı gidecekmişşş… diye mutlu oluyoruz, ama diğer yandansa…
O kadar kolay mıydı onu emanet etmek?

Yoook.

Evde siz verseniz bu eğitimi daha kolay değil mi?

İşte dünya artık böyle işlemiyor.

Ne zamandan beridir? Sanayi devrimiyle başlayan bir süreç bu.
Ondan önce çocuklar sadece bulundukları sınıfın ihtiyacına göre eve gelen öğretmenden eğitim alıyorlardı.

Ama gelişen endüstriye uygun vasıflı elemana ihtiyaç duyan devletler, eğitimi, evlerden çıkarıp çocukları okula gönderdiler. Böylece çocuğun ihtiyacına, yeteneğine, hayal gücüne dayalı gelişim sağlamak yerine fabrikalara göre eğitimli kişiler yetiştirilmeye başlandı.

Öğretmen ve öğrenciler sınıfta ders saati

Şu son on yıllık dönemde bazı ülkelerde çocuklar evlerde yetiştiriliyor. Bunlara en büyük örnek ABD’dir. Çocuk ihtiyacı olan bilgiyi alırken, evinden uzak kalmadan, etrafındaki komşu çocuklarıyla sokakta oynayarak birbirinden görerek gelişimlerini sağlıyorlar.

Aynı şekilde Finlandiya’da  çok uzun olmayan okul saatleri içinde ödevsiz, çocuğun hayatla ilgili ihtiyaç duyacağı bilgiler verilerek, sınıf arkadaşlarıyla uygulamalı dersler yaparak hatta bolca oynayarak birçok yeteneğini geliştirme imkanı buluyor.

Türkiye’de bu böyle mi?
Hayır!

Sizse, evinizde iki yanlış bir doğruyla çocuğunuzun ihtiyacına göre gelişimini sağlarken, bir anda onun eksiklerini yada fazlasını bilmeyen bir kalıpla beynini dolduracak gerekli gereksiz bir eğitim müfredatının içine atmak için hangi okula göndersem acaba diyerek şimdiden 15 okul gezmiş bir anne olabilirsiniz!!!

Benim gibi….hassaslığa bağlayanlar el kaldırsın lütfen 😉

Bu bilgileri ve tecrübeleri arkadaşlarınızla buluştuğunuzda paylaşıp onlarla dertleşiyorsunuz değil mi?

ve her arkadaşınız sizden farklı olarak ele alıyor değil mi okuldan beklentisini? Kahve sohbetlerinizde en iyi yabancı eğitim, en iyi spor ya da TEOG yada üniversite sınavında en çok başarı sağlayan okullar ameliyata yatırılmıştır sanırım. Sizse o sırada narkozdan ayılıp, boool oksijenli ortama geçmek için çaba sarfedeceksiniz.

Evet biliyorum, böylesi bir süreç bu…Doğru nedir ve hata yapmadan nasıl karar verebilirim diye belki gecelerce uykusuz kalabilirsiniz.

Geçenlerde arkadaşlarla sohbetimizde bu konu açıldı. Biraz 🙂 tecrübeli anneler olarak yaptığımız yanlışları doğruları inceledik eledik. Sanırım formülü de bulduk. Doğru okul seçimi için ortak formülümüzün şekillendirdiği 5 önemli kriter şunlar oldu;

  1. Özel okul, devlet okulu ya da yurtdışı fark etmez. Önemli olan ilk sınıfta öğretmendir. Öğrenilecek şeyler aynı olduğuna göre, okuma yazma sayılar toplama çıkarma işlemleri, öğretmenin deneyimi işine olan özeni ve göstereceği şefkat çocuğunuzun tüm akademik hayatını etkileyecek. Unutmayın iyi bir öğretmenin etkisi hayat boyu silinemez.
  2. Çocuğunuza değer veren, onların yeteneklerini keşfeden, güler yüzle karşılayan, en önemlisi yetersiz ve geri zekalı damgası vurmayan okulların kapısını çalın.
  3. Okul ile bir ön görüşme ayarlayın. Bazı sorulara cevap alarak kararınızı verebilirsiniz. Öğrenci-öğretmen ilişkisine verilen önem, problemlere yaklaşım, verilen ödev miktar ve özelliği, okul sonrası aktivitelerin olması, fiziksel aktivite için alanın varlığı ve temel ihtiyaçlarınızı karşılıyor olması.
  4. Diğer önem vermeniz gereken sizin hedefiniz nedir? Çocuğunuzun yeteneklerine uygun hareket etmek isteyebilirsiniz. Mesela yabancı dil konusunda diğerlerine göre daha iyi olan okullar sizin için öncelikli olabilir. Ya da bir okulun spor konusundaki imkanları size uygundur. Bunların dışında çocuğunuzun ülkemizde yapılan lise ve üniversite sınavlarında başarısı sizin için önemlidir. Öyleyse başarı seviyesi yüksek olan okulu tercih etmelisiniz.
  5. Benim için önemli olan nedir diye sorarsanız; Çocuğumun ilk yıllarında okulda huzurlu ve mutlu olması. Bunu nasıl anlarsınız? Okula adım attığınızda siz rahat hissediyorsanız, bulunduğunuz yer yavrunuzun ikinci yuvasıdır. Karar veremiyor ve bu konuda aşırı hassasiyet gösteriyorsanız, bırakın kararı çocuğunuz versin. Unutmayın onların algıları bizlere göre daha açık.
Çocuklar okulda ders saatinde

İki çocuğu okula başlamış ve onları eğitimin içine fırlatabilmiş bir anne gözüyle size deneyimlerimden yola çıkarak bu konuda bir yazı yazmak istedim. Okullara ön kayıt döneminin yaklaştığı şu günlerde sizlerden gelen bu konuya ait maillerinize umarım cevap olmuştur bu yazım. (Unutmayın eğitim uzmanı değilim sadece basit bir anne olduğumu düşünerek değerlendirin kriterleri.)

Hiçbir zaman bizim istediğimiz gibi teknoloji yüzyılına uygun bir eğitimi bulamayacağız. Çünkü hala geçen yüzyıla ait eğitim standartlarındayız. Bunu biz ebeveynler takip etmeliyiz, ve çocuklarımıza uygun eğitimi gerek evde kendimiz, gerekse uzmanından alarak tamamlamalıyız.

Unutmayın ne karar verirseniz verin, çocuğunuz için tek doğru odur ve iyi olanıdır.

Çocukların okulda mutlu bir ortamda olması başarı ve özgüvenlerini arttıracaktır.

Sevgiyle kalın 😉

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.