Çocuklu EDİRNE gezisinde bilinmesi gereken 15 faydalı bilgi

Sevgili oğlum Ege, ilkokul ikinci sınıfa gidiyor. Öğretmeni sürekli kitap okumaları yönünde onları motive etmesiyle küçük bir kütüphanesi oldu bile şimdiden… Şubat tatilinde, kendisinin seçmiş olduğu ” Levent Türkiye’yi Geziyor” adlı kitapları bitirdi.

Bu kitaplar bir seri halinde, ” Levent” isimli ilkokul öğrencisinin, öğretmeni ve sınıf arkadaşlarıyla beraber Türkiye’deki şehirleri gezerken gördüğü tarihi yerleri ve yaşadığı maceraları anlatıyor.

Levent Edirne'de kitabı
Levent Edirne’de kitabı

Ege’yle bir gün bu kitaplar üzerine yaptığımız sohbet esnasında;

” Levent’in gezdiği bu şehirlerden birisini seçip gezelim ister misin?” diye bir anda soruvermişşiim…

Ege’nin gözler büyüdü ve ” Evvvett, çok isterim.. Edirne’ye gidelim anneee” diyince heyecanla,

“Tamam gidelim, ama, bu kitaplardan öğrendiklerini bizlerle paylaşacak mısın?”

Benim ki bir düşündü ve emin bir sesle “Tabi ki anne, merak etme!” :))

Edirne İstanbul’a az çok yakındı. Bir günde gidip dönebilirim diye düşündüm.

Sabah 08:30’da yola çıktık. TEM otoyolu ve paralı otobandan giriş yaptık. Yol sizi götürüyor derler yaa, o misal, oklar sürekli EDİRNE diye yazıyor zateen. Çocukların molası, su molası biraz yorgunluk molası derken varışımız 11:30’u buldu.


Eski Cami içinde oyun oynayan çocuklar
Eski Cami içinde oyun oynayan çocuklar

Ege, bizim için 6 adet yer belirlemişti gezdirmek istediği…

Sırasıyla;

1. Selimiye Cami

2. Eski Cami

3. Eski çarşının olduğu yerler

4. Balkan Şehitliği ve Fatih Köprüsü

5. Kırkpınar mesire alanı

6. Meriç Nehri

7. Meriç Nehri çıkışındaki Osmanoğulları dondurmacısı (Yedinci de benden olsun. Özellikle Roma dondurmasını çok sevenlere tavsiye ederim. Meriç nehri üstündeki köprüye çok yakın olan bu dondurmacı yolun sol tarafında köprüye girmeden önce görebilirsiniz. Sıcakta, sürekli “şöföör” olarak takılan bana çok iyi geldi)


Eski Çarşıdan bazı kareler
Eski Çarşıdan bazı kareler

Edirne Gezisi ile ilgili 15 önemli not:

1. Sabah saatlerinde Selimiye Cami ile başlayın gezinize. Buradan yürüyerek Eski cami ve Arasta çarşısını (eski çarşı da diyorlar) görebilirsiniz.

2. Arabanızı da caminin çevresindeki otoparklara veya sokak aralarına park etmekte fayda var.

3. Çarşının içinde Arzlanzade‘den badem ezmesi tadımı yapın. Çarşı içindeki kısa turda hediyelik eşyalar alabilirsiniz. Sabunlar buranın ünlü hediyeliklerindendir.

4. Edirne ziyaret edilirse tabi ki yaprak ciğeri yenmeden dönülmemeli. Bunun için tavsiyem Aydın ciğerci. Zaten Kırkpınar restoranın tam karşısında. iki ayrı dükkanda satışı var. Bunların önünde uzun kuyruklar göreceksiniz. Siz sıraya girin ve çocukları bir masaya alın. Beklemesi birazcık zahmetli oluyor ama kesinlikle tavsiye ediyorum, yemeden dönmeyin. Zaten çocuklar bayram yapıyor yerken, bu nedenle değiyor.

5.  II.Bayezıd Külliyesi ve Şifa Müzesi için aracınızla tabelaları takip edin.

6. Sonrasında Kırkpınar mesire alanı için 2 km kadar gidin. Burası biraz bende hayal kırıklığı yarattı 😉 (Her yer bakımsız, gezilecek yerlerle ilgili yönlendirme/ bilgilendirme yok) Ama güreşlerin yapıldığı yerleri göstermek adına çocuklarla gezebilirsiniz. Bu mesire alanı içerisinde “Balkan Şehitliği, Edirne sarayı kalıntıları ve Fatih köprüsünü” görebilirsiniz. Aracınızı Edirne Sarayı kalıntılarının önüne bıraktıktan sonra, alanı çocuklarla gezip, köprü üzerinde fotoğraf çekebilirsiniz.

7. Daha sonra tekrar Selimiye Cami’nin oraya geri dönüp, meydandaki yuvarlaktan sonraki ilk ışıklardan sağa dönün. Evet, Meriç Nehrine doğru gidiş…Yolu düz takip edin, hemen varılıyor.

8. Köprüye girmeden, solda “Osmanoğulları” adlı Roma dondurmacısında durun. Çeşit çeşit dondurmalarından elinize alın. Bir top 1 TL, şaka gibi!!!

9. Dondurmacıdan devam edin. Evet Meriç nehri harika, ama Lozan Anıtını ve müzesini görmek istiyorsanız Karaağaç yönünde devam edin. 3 km ileride olan Karaağaç’ta görülmeye değer. Eski Rum evleri, eski tren garı (şimdi üniversite) bunları da görebilirsiniz. Sonrasında kafeler ve çay bahçelerinde soluk alın.

Karaağaç
Trakya Üniversitesi, Lozan Anıtı ve üniversitedeki heykeller

10. Meriç Nehrine dönerken yolda birçok fayton ve bisikletli göreceksiniz. Eğer isterseniz Karaağaç’a bu şekilde de ulaşabilirsiniz. Tabi çocuklarla gidebilmek için onları da bisiklete bindirebilmek lazım.

11. Son olarak Meriç Nehri boyunca sıralı olan çay bahçesi ya da restoranlardan bir tanesini seçin. Lalezar Restoran en beğenilenler arasında. Akşam yemeğinizi de burada alıp, dönüş yoluna çıkabilirsiniz.

12. Edirne- İstanbul otoyolu üzerinde özellikle yaz döneminde Cuma ve Pazar günleri, Silivri’den sonra trafik yoğunluğu olabiliyor. Eğer hafta içinde dönüyorsanız, Bahçeşehir- Fatih Sultan Mehmet köprüsü istikametinde, otoyolda akşam mesai çıkış saatlerinde yine yoğun trafik yaşanabilir.

13. Gidiş yolu İstanbul’dan çıktıktan sonra 3-4 saat sürebilir. Çocuklar olması durumunda 3 saati buluyor verilen molalar ile. Otoban üzerinde birçok park yerleri var. Bu park yerlerinde kafe ve benzinci mutlaka oluyor. (Edirne- İstanbul : 235 km)

14. Selimiye Caminin önünde renkli macun satanları bulursanız kaçırmayın. Kaçımız küçükken öğretmenlerinden gizli gizli bu şekerden yedi bakiiim? Evet çürükleri sayalım ;))

15. Bebekli, çocuklu bir Edirne gezisi planlıyorsanız her yeri pusetle rahat gezebiliyorsunuz. Zaten çoğu yerde market, bakkal, kafe var. Sadece günübirlik bir ziyaret düşünüyorsanız tüm müzeleri gezmeye vaktiniz yeterli olmayacaktır. Bu nedenle Ege’nin belirlediği altı noktayı rahatlıkla görebilirsiniz.

Meriç Nehri ve Faytonlar
Meriç Nehri ve Faytonlar

Gezimiz sırasında Ege birçok yeri ve özellikle cami ve Kırkpınar’la ilgili hikayeleri bizimle paylaştı. Mesela bu hikayelerden yola çıkarak, Selimiye Camii’ndeki ters laleyi bulduk. Kırkpınarın isminin nereden geldiğiyle ilgili efsaneyi anlattı bize, fakat pınar pek bulamadık. Belki biz göremedik…Şükrü Paşa’nın Balkan Savaşlarında nasıl düşmana karşı 3 ay boyunca direndiğini fakat yardım gelmeyince teslim olmak zorunda kaldığını anlattı. (Şükrü Paşa’yla ilgili sığınaklara biz uğrayamadık. Giderseniz, hemen şehrin girişinde.)

Ege’nin anlatmış olduğu bu hikayeler, ülkemizin ne kadar büyük özverilerle ve ne kadar büyük kahramanlıklarla nefes aldığını bizlere tekrar gösterdi. Dönüş yolu boyunca bildiğimiz tüm marşları söyleyerek İstanbul’a ulaştık… On yıl marşı, en şanlı ordu en şanlı asker…

Edirne…  İlk fırsatta tekrar görmeye geleceğimiz eskiyi ve yeniyi bir arada yaşatan serhat şehrimiz… şimdilik hoşça kal ;))

edirne_lezzetleri
Zengin mutfak kültürümüzden seçmeler…

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.