Londra bana göre dünyanın en pahalı şehri. Anlamsız bir şekilde her şey çok yüksek tutarlarda satılıyor. Böyle olunca çocuklu gezerken her öğün restoranlarda yemeğe çalışırsanız pahalı bir seyahat yaşamış oluyoruz. Birde üstüne müzelere giriş, müzelere ulaşım ve tabi çocuklu olunca karşımıza çıkan başka istekler olabiliyor.
İşte çocukla Londra seyahatinizde bu açıdan rahat olacağınız en sevdiğim seyahat tüyonuz geliyooo milli müzelere giriş ücretsizz!
Ters köşe değil mi? ve bu uygulama sadece İngiltere vatandaşlarına yönelik değil, tüm dünya vatandaşlarına sağlanan bir avantaj…
Yalnız dikkat! Bu imkan sadece devlete ait milli müzelerde geçerli. Bunlar dışındaki özel müzeler tabi ki ücretli. Ama bence önemli olan gezilecek yerlerin hepsi ücretsiz olanlar… Hem de buraları ziyaretiniz sırasında etrafta yer alan parklarda çocuklarla dinlenmek piknik yapmak en eğlencelisi olacak. Aşağıdaki listeyi takip etmek isterseniz nerdeyse her sokakta bulunan “Pret a Manger” yiyecek marketlerine uğrayıp sandviç meyve içeceklerinizi alarak öğünleri geçirebilirsiniz.
Ücretli ya da ücretsiz olsun müzelere girişte mevsimsel olarak yoğunluk yaşayabilirsiniz. Bazı durumlarda çocuklarla kuyrukta beklemek eziyet verici olabilir. Sanırım Londra‘da bu yoğunluğu yaşayabileceğiniz dönem yaz mevsimi olacaktır. Ama kış aylarında en fazla soğukta 10 dakikalık kuyruklarla karşılaşıyorsunuz hatta hiç beklemediğiniz çok müze var.
Kış mevsiminde gezilerinizde 7 C derecenin altında görüyorsanız hava durumunu, çocuklara kar kıyafetleri giydirmenizi öneririm. Bahar aylarında hafif mont ve içlerine sıcak tutacak sweatshirtler yeterli olacaktır. Yazın rahat gezseniz bile havanın nasıl olacağı belli olmadığı ve bir anda yağmur inebileceği için, çantada taşınabilen hafif yağmurluklardan yanınıza almanızı öneriyorum.
Metro, ziyaret etmek istediğiniz yerlere ulaşımınızda soğuk zamanların kurtarıcısı olacaktır. Londra metrosunda dikkat edilecek nokta, yoğun saatler olan 4-5 civarında vagonlar tıka basa dolu olması. Yürüme mesafesi kısa olan yerleri yürümenizi öneririm bu yüzden. Ama çocuklarla 2-3 metro bekledikten sonra da binebilirsiniz, bu yoğunluk saatlerce sürmüyor. Diğer alternatifse yoğun saatleri çocuklarla dükkan, mağaza ya da kitapçılarda, hava güzelse parklarda geçirmeniz.
En son olarak her ne kadar metro ağını kullanmanızı öneriyor olsam da çocuklu Londra seyahatinizde Big Bus’ın 2 ya da 3 günlük aile bileti paketini alarak gezmeniz hem çok zaman kazandıracak hem de daha bütçeli bir ulaşım seçeneği olacaktır. (2 yetişkin+2 çocuk önerilen fiyat 97 pound)
Ziyaret edilecek yerlerle ilgili seyahat tüyolarım umarım işinize yarar. Şimdi sırada bana göre çocuklarla gezilecek yerler listesi var. Bunlardan yanlarında (*)işaretli olanlar ücretsizler ve mutlaka görmelisiniz noktalarım. Diğerlerini sizin seyahat programınızın uygunluğuna bırakıyorum.
İçindekiler
*Doğa Tarihi Müzesi- Natural History Museum
Doğa Tarihi Müzesi, çocuklar için keşfedilmesi gereken en önemli müzelerden biri aslında… 1881 yılından beri hizmet veren müzede yaklaşık 5 milyon objeyi görebilirsiniz. Dünyanın en eski taşlarına bile tanık olmanın yanı sıra, uzaydan düşen taşları da görme şansına sahipsiniz. Ayrıca hareket eden dinazorlar da en az çocuklar kadar yetişkinlerin de ilgisini çekiyor. Burada dünyanın en önemli bilim adamlarından bir tanesi olan Charles Darwin’in bölümü de mevcut! Yalnız yine çok kalabalık olabilir, sabah erken gitmekte yarar var.
*Science Museum- Bilim Müzesi
Bilim Müzesi’nde roketler, uydular, buharlı makinalar, dokuma tezgahları, gemicilik ve uçakların gösterildiği, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin sergilendiği yedi katlı bir sergi müze. Çocukları buradan dışarıya çıkaramayacağınıza emin olabilirsiniz. Çünkü burada doğa olaylarını ve teknik konuları rahatlıkla oluşumlarını incelemek fırsatı bulacaklar. O yüzden sabah erken çıkıp gitmenizi öneririm, kalabalık olma ihtimali yüksek.
*National Gallery
Monet, Van Gogh gibi popüler olan ressamların eserlerinin yanında İngiltere’deki çok önemli sanat koleksiyonlarının bulunduğu galeridir. Giriş ücretsiz.
Yanında bulunan National Portrait Gallery, Kraliçe 1. Elizabeth, W Shakespeare, Beatles üyeleri gibi ünlü simaların portrelerini görebileceğiniz ve az tanınan kişilere ait portrelere de ev sahipliği yapan bir sergi. Fakat girişi ücretli.
National Gallery’nin Kafe restoranında yemek molası verebilirsiniz. Bu müzede belki canları sıkılmış ☺️ çocuklarla yürüyerek St. James’s Park’a gidip çimlerin üzerinde ufak bir mola vermenizi öneririm.
Trafalgar Square (meydanı) ‘e bakan kapısında bulunan müzeyi yine Leicester Square ya da Charing Cross durağında inerek ulaşabilirsiniz.
NOT: Trafalgar Square’de pekçok müze ve galeriyle beraber Ulusal Opera Binasını ve ünlü meydanı görebilirsiniz.
*Covent Garden
Londra’nın tarihi sebze meyve hallerinden olan Covent Garden nostaljik görüntüsüyle sizleri cezbedecektir. Günümüzde eğlenceli sokak sanatçılarının aktivitelerini seyredebileceğiniz ve yorgunluğunuzu kafelerde bir kahve içerek atabileceğiniz belki yemek yiyebileceğiniz bir sosyal ortam olduğunu söyleyebilirim. Bazı İngiliz markalarını bulabileceğiniz açık hava alışveriş merkezi olan Covent Garden, yaz veya bahar mevsimlerinde görülmesi gereken keyifli pazarlardan. Mesela Whittard çay mağazalarını görüp, kendinizi soğuk zamanlarda sıcacık çaylarıyla şımartabilirsiniz. Ya da benim gibi gezmeye meraklıların çoook seveceği Stanfords kitap dükkanına girip kendinizden geçebilirsiniz. Tabi yanlarında yer alan farklı oyuncak mağazalarına da çocuklarla geziyorsanız bir göz atmanızı öneririm.
National Galeriyi ziyaret etmiş olduğunuz gün buraya yürüyerek gelebilirsiniz. Ya da metroyla Covent Garden istasyonuna gidip çıkışta sol tarafınızda kalıyor.
Çok fazla alışveriş meraklısı olmayan bir yapım var. Bu nedenle yazılarımda da bu noktalardan bahsetmediğimi görmüşsünüzdür. Londra’da Covent Garden gibi eski tarz AVM’ler hoşunuza gidecektir, bulduğunuzda içlerine girip sokaklarında dolaşmayı ihmal etmeyin.
Bu yazımla beraber hazırlamaya başladığım Çocukla Londra’da Yapılacak Aktiviteler yazım bitince, onlarla gezebileceğiniz farklı alışveriş merkezlerini de bulabilirsiniz. Mesela 7 katlı tarihi oyuncak mağazası Hamley’s keşfetmek isteyebilirsiniz onlarla ne dersiniz?
*Hyde Park
Hyde Park 350 dönümlük alana kurulu Londra’nın merkezindeki en büyük parktır. Park da yaz konserlerine ve çeşitli etkinliklere içinde ve çevresinde yer verilmektedir. Parkın güney tarafında Kraliçe Victoria’nın ölmüş kocası Prens Albert’e yaptırdığı anıt bulunmaktadır. Anıtın karşı tarafında, çoğunlukla yazın klasik müzik konserleri için bir buluşma yeri olan Royal Albert Hall bulunmaktadır. Parkın batısında, Prenses Diana’nın Prens Charles’tan boşandıktan sonra yaşadığı Kensington Sarayı bulunmaktadır. Diana’nın anısına yapılmış şelalede burada bulunmaktadır. İşte bu parkın içinde yer alan Kensington Bahçesinde Peter Pan heykelini görebilirsiniz. Çocukların çoook ilgisini çekeceğini düşündüğüm bu noktada yanınızda piknik malzemeleriyle giderek harika bir gün geçirmenizi öneririm. Buraya en yakın metro istasyonu Lancaster Gate’dir.
Parkın kuzey doğusunda Marble Arch girişinde Marble Arch ve Speakers Corner bulunmaktadır. Marble Arch başlangıçta Buckingham Sarayına görkemli bir kapı olarak yapılmış, daha sonra şimdi bulunduğu yere taşınmış. Speakers köşesi düşünce özgürlüğü ve açık tartışma için bir buluşma yeridir. Parkın güney doğusunda Hyde Park girişinde, küçük bir sergi yerinin bulunduğu Wellington Arch bulunuyor.
Çocuklarla gezerken piknik için mutlaka Hyde Parka gidilmesi şart değil. Zaten bu parklar ne kadar korunsalar da akşam saatlerinde gezmenizi önermiyorum! Otelinize veya ziyaret edeceğiniz müzelerin çevresinde de büyük park alanları bulabilir ve mini pikniğinizi burada yapabilirsiniz.
Park hergün sabah 05:00 den gece yarısına kadar açıktır. Giriş ücretsizdir. En yakın istasyonlar Hyde Park Corner, Knightsbridge, Lancaster Gate ve Marble Arch. Park çok büyük olduğu için farklı noktalara metroyla gitmek avantaj sağlayacaktır.
*British Museum
British Museum çoğunlukla arkeoloji ve etnografya ile ilgili dünyanın pek çok medeniyetine ait tarihi eserleri içermektedir. Mısır hiyeroglifini çözmekte yardımcı olan The Rosetta Stone’nu taşı, bugün Bodrum’da bulunan Mausoleum of Halikarnassos’un heykelleri, Atina’da Parthenon’dan kurtarılan Elgin mermerden yapılmış yapıtları, Datça Knidos’tan getirilen büyük aslan heykellerini ve daha nice dünyaca ünlü başyapıt tarihi eserleri kapsamaktadır. Müzeyi ziyaretinizde üstü kapalı avluyu ziyaret etmeyi unutmayın.
Müze hergün 10:00 ile 15:30 arasında açıktır, kapanış saati Perşembe ve Cuma günleri 20:30’a kadar uzar. Giriş ücretsizdir. En yakın istasyon Tottenham Court Road olup Great Russel caddesi üzerinde yer alıyor. Ziyaretimizi karlı bir havada yapmanın avantajı olarak kuyrukta beklemedik. Yalnız yazın kuyrukta beklenildiği kesin, ama çocuklu olanları girişi daha kısa olan taraftan alıyorlar, bilginizeee.
Westminister Bölgesi
Aslında ülke yönetiminin kalbinin attığı alan diyebilirim. Burada dizilerden, haberlerden, filmlerden hatırlayacağınız lokasyonlar buralarda. Havanın güzel olduğu bir gün bu bölgenin en ucu olan Green Park metro durağına giderek sırasıyla Green Park, Buckhingham Sarayı, St. James’s Park, Westminister Abbey, Parlemento Binası, Big Ben, Westminister Köprüsü, London Eye’ı görebilirsiniz. Eğer St. James Park’a uğramak istemezseniz Green Park metrosuna atlayıp Westminister metrosunda inerseniz yolu kısaltmış olursunuz. Bu bölgede görülecek yerler çoğunlukla ücretli girişler var. Bana göre çoğunluğunun önünde fotoğraf çekmek ve eğer çok sıra yoksa Westminister Abbey’e girmek çocuklarla Londra ziyaretinizde yeterli olacaktır.
*Buckingham Palace
Buckingham Palace (Buckingham Sarayı ) Kraliyet ailesi tarafindan Londra içerisinde kullanılan saraydır. 18. yüzyılda Buckingham dükü için yapılan evin, Kral III. George tarafından 1761 yılında karısı için almasıyla sarayın ismi Kraliçe’nin Evi olarak anılmaktadır.
602 odalı sarayın arka tarafında yer alan bahçe olduğu gibi korunmuş ve caddeye bakan bölümüyse 1913 yılında Sir Aston Webb tarafindan tasarlanarak, Kraliçe Victoria Anıtını ortaya çıkartabilecek şekilde düzenlenmiş. Saray hakkında önemli unutulmaması gereken olay, herkesin merakla izlediği 5 muhafız piyade alaylarına bağlı askerlerin saat 11 ile 11.30 arasında yaptığı nöbet teslim töreni. Bu tören Haziran ve Temmuz aylarında her gün yapılırken geri kalan dönemde 2 gün arayla görebileceğiniz bir seromoni olup ücretsizdir. (Ben göremedim :(( ) Sarayın etrafında dolaşıp, fotoğraf çekebilirsiniz, bence çocuklarla yeterli olacak bir ziyaret.
Buckingham Sarayının içini gezmek isterseniz; Royal Mews, Queen’s Gallery ve State Rooms halkın ziyaretine açık alanlar olup giriş ücretlidir. Royal Mews kraliyetin kullandığı arabaların görüldüğü yer, Queen’s Gallery kraliyet koleksiyonundan seçilen değerli resimlerin ve mobilyaların sergilendiği oda, State Rooms ise Kraliyet ailesine tanıştırma veya halkın kabulünün yapıldığı odalardır. Ziyaret olarak en rağbet görülen State Rooms bölümü 19 ayrı odadan oluşup dönemsel olarak Kraliyet ailesi tarafından kullanılmayan bölümlere giriş izni verilmekteymiş. Bu nedenle gideceğiniz döneme ait biletleri almak isterseniz Royal Collection sitesine bakmanızı öneririm.
Buckingham Sarayına en yakın metro istasyonu Green park istasyonu. Mutlaka buradan çıkmanızı öneriyorum. Metronun çıkışından sizi yemyeşil bir park bekliyor ve zaten oklar sizi saraya doğru yönlendiriyor. Bu şehirde kaybolmak imkansız… Ayrıca Big Bus durağı hemen istasyonun arkasında yer alıyor.
Big Ben, Westminister Parlemento Binası, Westminister Abbey
Londra‘nın dünyaca ünlü ikonik saati olan Big Ben’i burada görebilirsiniz, yalnız tadilatta olması nedeniyle saati benim gibi arayıp arayıp en sonunda bulanlardan olmayın 😉
Big Ben saat kulesinin nehir kenarında devam eden o heybetli yapı Parlamento Binası. Buraya istediğiniz zaman yolun arka paralelinden girip Avam kamarası ve Lordlar kamarasındaki tartışmaları konuşmaları seyredebilirsiniz.
Buradan çıkıp hemen arka taraftaki 700 yıllık tarihe sahip İngiltere’nin en önemli dini binalarından olan Westminister Abbey‘i ziyaret edebilirsiniz. Kral, prens, kraliçelerin cenazeleri hatta onların taç giyme törenleri ve evlendirilme törenleri bu kilisede düzenlenmektedir. Mesela benim kuşak Prenses Diana ve Prens Charles’ın unutulmazzz düğününü hatırlayacaktır, işte o tören burada yapıldı. Giriş ücretli olup 22 pound, mutlaka kuyruk oluyor. Yalnız audio guide ücretsiz veriliyor, almanızı öneririm. Audio guide’da kilise, ünlü artist Jeremy Irons seslendirilmesiyle anlatılıyor.
Bu bölgeye gelmişken mutlaka Westminister köprüsünün üzerinden Thames Nehrini geçmenizi öneririm. İkonik London Eye arkanızda fon olarak kullanıp boool fotolar çekebilirsiniz. Eğer yükseklikle ilgili bir sorun yaşamıyorsanız ve hava açıksa London Eye’a binip Londra manzarasını seyredebilirsiniz. Bir tur 30 dakika sürüyormuş ve ücretli bir aktivite. Kar yağışlı bir havada Westminister bölgesinde bulunduğum için binmedim.
Bu bölgeye en yakın metro istasyonu Westminister Metro durağıdır.
Southwark Bölgesi
Tower Bridge ve Tower of London
Thames Nehri kıyısında gezmek isteyebileceğiniz birkaç noktadan daha bahsetmek istiyorum. Southwark’ta bulunan Londra Kulesi, Tower Bridge, City Hall, Shakeaspeare’s Globe Theatre, Tate Modern, St. Paul Katedrali gibi tarihi noktaları beraber gezebileceğiniz bölgedir. Londra Kulesine yakın olan Tower Hill metro durağında inerek gezmeye başlamanızı öneririm. Bu bölgeyi zamanımın kısıtlı olması nedeniyle gece nehir gezisi yaparak görebildim. Bu nedenle size okuduklarım ve haritadan anlayabildiklerimi aktarıyorum.
Tower of London (Londra Kulesi), 1000 yıllık olan kale Londra’nın en turistik yerlerinden. Bu nedenle bolca kuyruk beklemek zorunda kalabilirsiniz. Ücretli girişi olan kale, zamanında hapishane, işkenceevi, gözlemevi, cephanelik, darphane olarak kullanılmış.
Tower Bridge (Londra Köprüsü), gerçekten ünlü olmayı haketmiş bir köprü. Şöyle uzun uzun seyredilesi bir hali var. Hem de dünyanın bilinen en eski baskül köprüsü. Yani köprünün kanatları açılabiliyor, ve tabi bu zamanla turistik bir olay haline gelmiş diyebilirim. Köprünün üzerinde sergi yer alıyor, ücretliymiş.
Thames nehrini keyifle izledikten sonra hepsinden farklı modern bir yapı olan City Hall dikkatinizi çekecektir. Londra merkez yönetiminin takip edildiği belediye binasıdır.
*Tate Modern, modern sanat sevenlerin uğramak isteyebileceği ücretsiz müze. Buraya ulaşmak için Southwark metrosunda inebilirsiniz. Müzeye yakın olan Shakespeare’s Globe Theatre’ı edebiyat severlere tavsiye ederim, yalnız ücretli!
Londra‘da gezilecek yapılacak o kadar şey var ki, mesela Notting Hill’e uğramak isteyebilirsiniz, ya da Greenwich’e çocuklarla gitmek eğlenceli olacaktır. Bu yazımda çocuklarla Londra‘da gezilmeli görülmeli yerlerden bahsetmek istedim. İngiliz kültürünü anlamak için ziyaret edilmesi gereken noktalar. Eğer daha uzun süreyle Londra‘da kalmayı planlıyorsanız ve çocuklarla daha neler yapabilirim diyorsanız bir sonraki yazımı kaçırmayın. Çocuklarla Londra‘da Yapılacak Aktiviteler üzerine olacak 🙂
Yazımı beğendiyseniz sosyal medyada paylaşabilir, yeni yazılarımdan haberdar olmak isterseniz sosyal medya hesaplarımdan takip edebilirsiniz.