14 Şubat gibi romantik bir günde evlenme kararı alan kuzenimizin düğünü için Kuşadası yolları bize görünmüştü. Fakat çocukların daha önceden ayarlanmış programları sebebiyle onları İstanbul’da bırakmak bizi üzse de eşimle beraber başbaşa bir hafta sonu fikri hoşumuza da gitmedi değildi haniiii.
İşte çocuklu mu çocuksuz mu gidelim derken, Orhan’la kendimizi uçakta bulduk. İki günlük kısa bir macera bizi bekliyordu. Tabi aklımız ve yüreğimiz hep evde çocuklardaydı. Çocuksuz gezide bizi zorlayan hep bunlar oluyor, gezdiğimiz gördüğümüz yerlerde ah Ece olsaydı da bunu görseydi, ah Egem olsaydı ne derdi şimdi diye düşünmekten kendimizi alamıyoruz… Ama çocuklar büyüyor ve onlarında kendilerine ait bir sosyal yaşamları oluşmaya başladı. Bu da beni çok sevindiriyor. Tabi burada bütün yük sevgili annem ve babamda olduğundan, emekleri için izninizle ellerinden öpüyorumm.
Evet ilk gün Kuşadası’ndaki otele yerleştik. Marinadan başlayarak sahil şeridini boylu boyunca kaleye kadar yürüdük. Manzara, çay bahçeleri, parklar ve tabi yazdan kalma bir hava olunca kumsalda oturan eğlenen aileler…
Kuşadası çevresindeki tarihi yerler olan Efes Antik Kenti, Meryem Ana ve Yedi Uyurlar Mağarası, Selçuk ve Selçuk Müzesi, Milet Antik Harabeleri, Pirene Harabeleri, Dilek Yarımadası Milli Parkı, Kuşadası’ndaki tarihi kale, şirin mi şirin Şirince köyüne yakınlığı ve cruise gemilerinin demir attığı büyük liman sayesinde şehirleşmeye doğru giden Ege’nin güzel bir sahil beldesi tadında.
Yatların bulunduğu marinanın içindeki mağazalar, restoranların kalitesi ve düzenli- bakımlı sahil şeridiyle beni şaşırttı. Kalenin üzerinden batan güneşin yarattığı o harika manzara bizi çok etkiledi. Yalnız kaleye girip gezemedik, maalesef tadilatta olması nedeniyle kapalıymış L
Şubat ayında gelmemiz sebebiyle en çok hoşumuza giden bir yerde balık hali oldu. Sahil şeridinin bittiği büyük limanın yakınında bulunuyor. Burada envayi çeşit Ege balığı taze taze bizi bekliyordu. Çocuklarla giderseniz mutlaka buradan balık alıp, yakınındaki restoranlarda pişirtin. Omega takviyesi açısından sakın kaçırmayın derim 😉
Balık halinin karşısındaki caddede ise Kuşadası’nın kapalıçarşısı diyebileceğim çarşı yer alıyor. Bir sürü gümüşçüler, el dokuması halıların satıldığı dükkanlar, kuyumcular, dericilerr…Hediyelik eşya bakmak isterseniz veya otantik eşya meraklısıysanız buraya uğramanızı öneririm.
Kuşadası’nda çocuklarla denize girmek için uzun bir sahil şeridi var. Yazın burada denize girenler çok oluyormuş. Yine bu bölgeye çok yakın olan Dilek Yarımadası ise tatil rotanızda mutlaka çocuklarla gidilmesi gereken yerlerden.
Neden mi?
- Dilek Yarımadası, milli park olarak koruma altında olmasıyla kamp alanı, doğa yürüyüşü, bisiklet turu, doğa fotoğrafçılığı, günübirlik gezi ve ailecek piknik yapılabilecek yemyeşil çam ormanlarının kapladığı egeye uzanan bir yarımada.
- Koruma altında olması ile yaban hayvanları ile beraber tatil yapmak isteyen aileler için başka bir alternatif.
- Dilek Yarımadası İçmeler Koyu girişe yakın olması ve denizinin kumluk olması sebebiyle ailelerin en çok tercih edilen plaj. Diğer plajlar taşlık ve çabuk derinleşiyor.
- Dilerseniz Güzelçamlı’dan kalkan tekne turlarıyla yarımadanın “Maldiv” denizine benzetilen o güzel koyların tadını da çıkarabilirsiniz.
- Eğer yanınızda pasaportunuz varsa yarımadanın ucundaki Sisam adasına da uğrayabilirsiniz.
- Giriş ücreti şahıs:4 TL otomobil: 10TL
Eveet sonuç olarak turizm ekonomisinin gelişiminden nasibini alan Kuşadası’nda kuşların olmadığını çocuklara eve dönünce nasıl anlatırız bilemiyorum. Ancak onlarla buralara uğramak nasip olursa, mutlaka kuş yerine balık halini beraberce inceleyeceğimiz kesin.
Efes Antik kenti ve Şirince köyünü de Kuşadası’na gelmişken çocuklarla tatil programınıza eklemeyi unutmayın.