Kahve Keyfi

Kahve keyfi…başkadır, içenler bilir benim hislerimi.

Kahve yeri geldi mi size bir dost, yeri geldi mi dostla paylaşımdır.

Hele bir de o keyifle gelen sohbetin tadına doyum olmaz.

Sabahleyin işe gidince alınan bir kahve, güne başlamadan önce sizi derler toparlar motive eder.

Evde alınan sabah veya ikindi saati kahveleri ise gün boyu enerjinizi arttırır.

Aklıma gelen, okuduğum kitaplarda geçen ya da sosyal medya da gündem olan  önemli notları araştırdığım üzerine düşündüğüm ya da arkadaşlarımla sohbet ettiğim zamanları anlatır kahve keyfi saatim.

Ya da sevdiğim bir dizi yanında, alışveriş arasında ya da çocuklarla gezerken verdiğiniz bir molada size özel bir an yaratır.

Hepimizin de böyle bir zamanı olmalı kendine ayıracak, düşünecek, plan yapacak…

İşte kahve keyfi zamanı bunları hissettirdiği gibi bir de sunumu da şık olursa insanı daha da çok şımartır.

İçiminde hangisi olursa olsun türk kahvesi, filtre kahve, french press ya da arap kahvesi…beğeninize göre 😉

Hepsinin sunumu farklı ama güzel olmalıdır.

Türk kahvesi yanında minik su bardağı ve çifte kavrulmuş lokumu ile bir saray saltanatı…

Filtre kahve sunumundan önce yayılan zarif ama baştan çıkarıcı kokusu,

French press ise yumuşak kıvamına yanındaki kurabiyeyle kekle eşlik eder.

Kahve keyfi sunumuyla başkadır. Hele bir de yanında sunulan ikramlarla ;)
Kahve keyfi sunumuyla başkadır. Hele bir de yanında sunulan ikramlarla 😉

Kahve sunumu için kullandığınız her fincanın ayrı bir hikayesi vardır sizin için.

Onları bilerek adlandırarak aranızda bağ kurarak alırsınız ve mutfağınızı vitrininizi süslerr.

Biz büyürken annelerimiz için bir süs eşya olan özel seri kahve fincanları, misafirler geldi mi vitrinden özel olarak çıkarılırdı.

Yemek sonrası, söz nişan sonrası, kız isteme sonrası, önemli bir aile kutlaması veya yemeği gibi gibi birçok seromonilerde başrol oynayan o vintage takımlarr.

Dantelli tepsilerin üzerinde dumanıyla süzülürdü misafirine.

Verdim giitti diyen babalar, üç vakte kadar kısmetin geliyor diyen tatlı dilli teyzeler, anne-kız kaynatmaları, baba oğul sohbetleri…

Ne kadar güzel değil mi böyle geleneklerimizin olması…Herşeyin bir usulü bir adabı olması…

Geçenlerde aklıma takıldı. Size de hazır gelmişken sormak istiyorum.

Bu kadar çok çay üreten ve çay tüketen ülkede yaşıyoruz ama neden çayla ilgili benzetme, atasözü ya da olumlama dilimizde yer almıyor?

Kahve ise her türlü sosyal törende başrol oynarken, konuşma dilimizde benzetmelerle hatta atasözleriyle bile yer alıyor.

Acaba uzmanlarında bahsettiği üzere kahve içinde yer alan kafein insanın moralini düzeltmesi sebebiyle mi daha çok övgüler alıyor?

“Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var” demiş sevgili atalarımız,

yapın sizde kendinize şööyle dumanı tüten bir kahve.

çalsın kapınızı eş dost komşu duyup da kokusunu

sonra gelsin tatlı sohbetler gün içinde…

kim bilir belki size konuk olurum “kayfe” keyfi saatinizde yazılarımla ne dersiniz 😉

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.