Yeşil ve mavinin harmonisinin estiği
Mitolojinin ölümsüz ağaçları zeytinlerin dallarını gökyüzüne uzattığı
Rengarenk evlerin sıralanarak
Arnavut kaldırımlarına düşen gölgelerinin
daracık sokaklarda sizi ağırladığı ada
Cunda…. nam-ı diğer Kokulu Ada’ya hoşgeldiniz!!!
Cunda Adası son dönemlerin en popüler adalarından. Türkiye’nin Ege Denizinde yer alan 4. en büyük adası.
Yemekleri, kültürel mirası, hala ayakta kalan eski evleriyle çok nostaljik…
Günübirlik gezilebilecek bir belde olduğu gibi şirin mi şirin birçok butik otelde de kalıp çocuklarla ada hayatı yaşayabilirsiniz.
Cunda adasının tarihiyle ilgili birçok bilgiyi vikipedi’den bulabilirsiniz. Mesela neden bu adanın diğer isminin Ali Bey Adası olduğu gibi vs…
Ancak gel gelelim bebekli çocuklu Cunda adası gezisinde neler yapılır, nereler gezilir, ne yenir diyorsanız, işte sadece Çocukla Gezin’de bulacağınız bazı notlar;
- Cunda Adası her mevsim çocukla gezilebilecek ve hatta kalabileceğiniz bir adadır. Kış aylarında çoğu otelde yer alan klimayla odanızda ısınabilirsiniz. Ya da yazın klimayla soğuyabilirsiniz 😉 İlkbahar ve sonbahar mevsimlerinde gündüzleri yaz sıcaklarına göre daha hallice olup, akşamları ise bayağı serin olmakta. Bu nedenle kıyafetleri uygun seçmenizi öneririm.
- Adanın sokakları Arnavut kaldırımlı olması sebebiyle bebekli gezilerde pusetli sürüş teknikleri geliştirmeniz gerekiyor 😉 Ya da en güzeli böyle sokakları kucakta, sahiliyse pusetle gezin.
- Cunda merkezde yer alan tekne turları ile bu bölgedeki birçok adayı gezebilirsiniz.
- Eğer Cunda Adasında kalmaya karar verirseniz mutlaka tarihi taş evlerini tercih edin. Genel olarak yaz ve bahar dönemlerinde yoğun oluyorlar, bu nedenle birkaç hafta önceden rezervasyon yapmanızı öneririm.
- Cunda Adası, taze deniz ürünleriyle de çok meşhur ve tabiki yanında gelen mezelerse cabası. Foursquare’de yer alan restoranlardan en beğeni alan Deniz Yıldızı Restoranı, ya da Vedat Milör’ün uğradığı yemek yerken telefonunu denize düşürmesine rağmen tadından kendini alamadığı yemeklerin servis edildiği Deniz Kestanesine de uğrayabilirsiniz. Ama Cunda mutfağının çeşitli midyelerini, deniz börülcesini, birçok Girit mezesini ve sadece Ayvalık’ta avlanabilen “Papalina” balığını tatmadan dönmeyin derim. Papalina hamsiye benzeyen çok lezzetli bir balıktır, bizim favorimiz 😉 çocuklar bayıla bayıla yiyorlar.
- Cunda merkezde yer alan pastanesinden sakızlı kurabiye almayı unutmayın 🙂 oh mis gibiii kokar onlarr
- Cunda Adasında trafik özellikle bayram tatillerinde bir kabusa dönüşüyor. Hatta adaya giriş kapatılsa daha hayırlı olur bence. Bu nedenle ziyaret tarihlerinizi buna uygun tercih etmenizi şiddetle öneririm.
- Cunda’ya ulaşım: İstanbul çıkışlı olarak İDO feribotları ile Bandırma’ya gelip oradan Ayvalık ve Cunda‘ya ulaşabilirsiniz. Otobüsleyse Balıkesir’den Ayvalık’a giden otobüslerle Cunda merkeze varabilirsiniz.
- Cunda Adasında bebekli çocuklu gezilerde mutlaka görülmesi gereken yerleri sıralarsak:
Taksiryahis Kilisesi: 1873 yılında Rum Ortodoks Cemaati tarafından yaptırılmış. Zaman içinde yapının birçok noktası zarar görmüş ve yıpranmış. 2011 yılında Rahmi Koç Vakfının girişimleriyle restore edilen tarihi yapı artık İstanbul ve Ankara’daki Rahmi Koç Müzelerine benzer sergilere ev sahipliği yapıyor. Tabi ki klasik otomobiller, deniz ile ilgili birçok eski aletleri müzede bulabilirsiniz. Müzenin bahçesinde yer alan kafede bir çay içip, Cunda Adasının tarihi dokusunda nefes alabilirsiniz. Rahmi Koç Müzesi İstanbul’u çocukla gezmek isteyenler daha önceki yazımıza göz atabilirsiniz.
Alibey Adası (Cunda) Ayvalık / Balıkesir
Taş Kahve: Evet belki klişe olabilir ama yapılması gerekenler arasına bu kahvehaneyi ekliyverin. Denize doğru dönün çayınız kahvenizi ısmarlayın, çevredeki yerli halkla memleket meselelerini konuşmayı unutmayın 😉
Aşıklar Tepesi: Cunda Adası’nın eşѕiz manzarasını izleyebileceğiniz nokta. Cunda’yı anakaraya bağlayan köprüyü geçtikten sonra adanın girişinde solda kalan ve denize de hâkim bir tepe . Cundayı gezerken nerede olursanız olun dikkatinizi çekecek olan yel değirmeni ile “Agios Yannis Kilisesi”ni burada görebilirsiniz. Rahmi Koç girişimiyle restore edilerek, “Sevim ve Necdet Kent Kitaplığı” olarak günümüzdeki halini almış. Bir kitap aşığı olan Necdet Kent’e ait 1500 kitaba çocuklarla bir göz attığınızı düşünsenize, böylesi tarihi bir kitaplık onların okuma aşkını daha da pekiştirecektir.
Tepeye çıktığınızda muazzam manzarayı fotoğraflayıp kütüphaneyi gezin, sonra da kafesinde oturup manzaraya karşı soğuk bir şeyler içmenizi öneririm.
Sahil boyunda yürüyüş: Cundanın daracık sokaklarından denize doğru yürüyün ve sahil boyunda gezin. Burada birçok ayvalık tostu yiyebileceğiniz hatta çocukluğumun dondurmalarından tadabileceğiniz çay bahçeleri yer alıyor. Aman kedilere dikkat o kadar rahatlar ki dondurmanızı bile yalayabilirler 😉
Plajlar ve Ada Kamping: Ege Denizine nazır olan bu adaya gelip de denize girmeden dönmem diyorsanız sizin için bazı plajları değerlendirdim. Adanın her yerinden denize girebilirsiniz ama koruma altında olan bir bölge olması sebebiyle yüzerken bastığınız yerlere dikkat edin. Deniz kestanesi veya yengeçlerle bolca karşılaşabilirsiniz. O yüzden bavulda çocuklar için deniz ayakkabısı bulundurmayı unutmayın.
Arkadeniz Plajı: Cunda’nın eski yol denilen bölgesinden geçen minibüsler veya özel araçla ulaşabileceğiniz sakin bir plajdır.
Cunda Plajı: Her daim neşeli ve enerjik bir atmosfere sahip olan Cunda Plajı, şehrin tam ortasında kalmış küçük bir plaj fakat çoğu zaman kalabalık. Cunda plajına, adaya vardıktan sonra kısa bir yürüyüş mesafesiyle ulaşabilirsiniz.
Pateriça Plajı: Adanın en temiz ve huzurlu yeri. Özellikle çocuklu aileler ve yüzme bilmeyenler için şiddetle tavsiye edilir. Çünkü deniz kum ama bayağı bir sığ. Yüzebilmek için ileriye yürümek gerekiyor. Bu plajın ulaşımında topraklı bir yol var, arabasına güvenenler yola çıksın lütfen. Plajda birkaç beach yer alıyor. Ücretleri 20 TL civarında, şemsiye şezlong dahil. Ama sizde kendi imkanlarınızla burada uzanıp denize girebilirsiniz, plaj herkese açık. Plajın ortasında yer alan Güvercin adasının üzerinde gördüğünüz tarihi kalıntı ise “Agios Yorgis Manastırı”. Ortaçağda inşa edildiği sanılan harabeyi günahlarından arınmak isteyen korsanların kalmak için kullandıkları rivayet ediliyor.
Ada Kamping: Ada’nın Midilli’ye bakan tarafında yer alan bu işletme asfalt yol ile ulaşılabilen bir plajda yer alıyor. Denizi temiz ve berrak, yine sığ ama taşlık. İskeleden girdiğiniz nokta kumluk. Çocuklar için deniz ayakkabısı şart, bazı noktalarda deniz kestaneleri yer alıyor. Biz burada denize girmedik sadece baktık. Ama huzurlu bir yere benziyor. Çocukla çadır tatili düşüneneler için bir alternatif bence. Mutfak, çamaşırlık, tuvalet, duşlar ortak kullanımda. Çadır dışında bungalovda yer alıyor. Yemeğinizi buradaki işletmede yiyebileceğiniz gibi kendiniz de kampın mutfağında pişirebilirsiniz. Cunda merkezdeki taksilerle Ada Kampinge (25 tl civarı) ulaşabiliyorsunuz. Detaylı bilgi için bkz.
Cunda Adası yemekleri ve tarihi taş evleriyle kalbinize dokunacak sıcacık bir beldemiz. Adayı çocuklarla gezerken zamanı ağırdan almanızı ve şehrin verdiği telaşı geride bırakarak huzurlu bir tatil yaşamanızı dilerim.
Cunda’nın arka sokaklarına girip çıkamıyorum. Mistik bir havası var buranın. Cundaya her gidişimde biraz daha hayran kalıyorum.